144 Ceza Hukukunda Yöntem Sorunu Olarak “Suçların İçtimaı” Teşebbüs Aşamasında Kalmış lex specialis ile Tamamlanmış lex generalisin Birleşmesi Üzerine Bir Değerlendirme Bu açıklamalar sonrasında Türk hukukunda, hukuk yöntembilimi içerisinde TCK m. 43/I c. 3’ün nasıl yorumlanması gerektiği tartışmaya açılacaktır. Bu tartışma kapsamında ilgili yasa kuralının sözüne karşın (contra verba legis) özüne uygun olarak yorumlanması gereksinimini değerlendirilecektir. Bu gereksinim ceza yasa koyucusunun, getirdiği “aynı suç” varsayımının (Fiktion)170 her soyut olayda, genel geçer biçimde171 mi yoksa yalnızca belirli bir olay grubu, yani salt zincirleme suç yönünden mi dikkate alınacağının saptanması gereğinden doğmaktadır. TMK m. 1/I Uyarınca Kuralın Sözüne Karşın (contra verba legis) Hukukun Uygulanması: TCK m. 43/I c. 3’teki Aynı Suç Varsayımının Uygulanma Alanının Sınırı Üzerine Hukuk yöntembiliminde geçerli olan yöntem karinesine göre, yasa kuralının sözü, yasa koyucunun o olay ölçütündeki ön kararının ne olduğunu açıkça ifade eder.172 Bunun aksi ancak sözel anlamın, yasa koyucunun ön kararının bu biçimde belirleme yapmasındaki amacını, yani o kuralın varlık nedenini karşılamadığı yolunda inandırıcı bir neden ile kanıtlanabilir.173 TMK m. 1/I deki belirleme uyarınca, inandırıcı olarak nitelendirilebilecek ilk neden, kuralın sözünün doğrudan uygulandığı zaman, kuralı özünden saptırma olasılığıdır.174 Bu olasılıkta, o kural hem taşıdığı işleve hem yasa koyucunun o olay ölçütünde aldığı 170 TCK m. 43/I c. 3 yasa koyucunun, yargılama makamının ceza hukukunu uygulaması sırasında başvurması için getirdiği yardımcı normdur. Yardımcı normlar, yasal tanım yapan veya varsayım ya da karine düzenleyen kurallardır. Kesin karine olabilmesi için yasa koyucunun “var” kabul ettiği, kurguladığı olguların (eşitlik, aynılık, babalık, irade özgürlüğü vb.), yasa koyucunun kabulünden bağımsız olarak fiilen var olma olanağına sahip olması gerekir. Hukuken tanımlanışı dahi özdeş olmayan iki ayrı fiil, doğadaki değişim ve devinim gereğince birbirinin aynısı olamaz. Bu nedenle Yasa’daki “… aynı suç sayılır” ifadesi, kesin karineden öte bir varsayımdır. Kesin karine ve varsayım arasındaki farkın açıklanması için bkz. Zippelius, s. 29-30. 171 Bu yönde bkz. Nur Centel, Hamide Zafer ve Özlem Çakmut, Türk Ceza Hukukuna Giriş, İstanbul 2020, Beta Yayınevi, s. 523. 172 Hausheer/Jaun, SHK-ZGB, ZGB Art. 1 Rn. 234. Hermeneutik açıdan bunun olanaksız olduğu, yargıç ile yasa koyucu arasında bir sıra düzen (hiyerarşi) yerine iş bölümü ilişkisi bulunduğu yönündeki aksi görüş için bkz. Dürr, ZK-ZGB, Vor Art. 1- 4 Rn. 231 vd, 243 vd. 173 Hausheer/Jaun, SHK-ZGB, ZGB Art. 1 Rn. 237. 174 Karş. Hausheer/Jaun, SHK-ZGB, ZGB Art. 1 Rn. 240.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1