Türkiye Barolar Birliği Dergisi 169. Sayı

159 TBB Dergisi 2023 (169) Süheyla Suzan GÖKALP üzerindeki etkilerine uyum tepkilerini teşvik ederek, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini hesaba katma ve en aza indirme zorunluluğu getirmekte ve böylece ÇED›in önemli bir rol oynaması gerektiği ima edilmektedir. Ancak, özellikle bireysel proje düzeyinde, ÇED’in iklim değişikliğini tam olarak nasıl açıklayabileceğinin veya açıklaması gerektiğinin ayrıntıları bu uluslararası anlaşmalarda belirtilmemiştir. İklim değişikliğinin doğa ve insan yaşamı üzerindeki olumsuz etkileri çok açık bir şekilde ortaya konulmuştur. Zira, sera gazı miktarındaki artış tarihteki en yüksek seviyesindedir ve bu konuda ivedilikle önlem alınması gerektiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Sera gazı miktarındaki artış, atmosferdeki CO2, metan ve azot miktarlarının da artmasına yol açmıştır. Sonuç olarak, iklim değişikliği, doğal sistem ve insanlar için mevcut riskleri önemli ölçüde arttırmaktadır. Bu çerçevede, özellikle termik santral projeleri gibi iklim değişikliğine neden olabilecek tesislere ilişkin ÇED olumlu kararlarının iptali için öne sürülen en önemli iddialardan biri, bu tür tesislerin iklim değişikliğine olumsuz etkisinin ÇED Raporlarda yeterince değerlendirmediğidir. Uluslararası uygulamalarda, ÇED raporlarında yatırımların biyoçeşitlilik üzerine etkileri ve iklim değişikliğine katkılarına yönelik detaylı bir inceleme talep edilmektedir. Bu amaçla AB’nin 2013 yılında çıkarmış olduğu Çevresel Etki Değerlendirmeye İklim Değişikliği ve Biyoçeşitliliğin Entegrasyonu Kılavuzu (Guidance on Integrating Climate Change and Biodiversity into Environmental Impact Assessment)4 üye ülkeler tarafından takip edilmektedir. Ülkemizde yürütülen yurt dışı finansman kaynaklı projelerde de bu unsurlar değerlendirilmektedir. Biyolojik çeşitlilik kaybı, 21. yüzyılın en büyük çevresel endişelerinden biridir. Bu çerçevede, tüm ÇED’lerin birincil hedefi, biyolojik çeşitliliği muhafaza etmek ve korumak için daha geniş bir görev üstlenmek olmalıdır. Biyolojik çeşitlilik ve iklim değişikliği arasındaki bağlantı açıktır. Flora ve fauna farklı şekilde uyum sağladığından ve çevreye farklı hizmetler sunduğundan, daha fazla sayıda tür, çevrenin hava değişikliklerine daha iyi uyum sağlamasına yardımcı olabilmektedir. Bi4 European Union, 2013, Guidance on Integrating Climate Change and Biodiversity into Environmental Impact Assessment, ISBN 978-92-79-28969-9 doi: 10.2779/11735

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1