185 TBB Dergisi 2023 (169) Süheyla Suzan GÖKALP si ve kontrolü idarenin gerekli denetimi yapmasıyla mümkündür. Denetimin hem ÇED Gerekli Değildir kararının dayanağı proje tanıtım dosyasında (PTD), hem de ÇED Olumlu kararının dayanağı ÇED raporunda verilen taahhütlerin yerine getirilip getirilmediğine yönelik çalışmalar olduğu ve izlemenin ise proje ilerleme raporuna göre yapılacağı dikkate alındığında, izlemeye dayanak teşkil eden proje ilerleme raporunun kapsamının sadece inşaat dönemine özgülenmesi yetersiz kalacaktır. Zira, projelerin, ÇED Olumlu kararının verilmesine esas teşkil eden şartlar doğrultusunda yürütülüp yürütülmediğinin denetlenebilmesi amacıyla mülga Yönetmelikteki tanımda yer aldığı gibi, proje ilerleme raporunun işletme sonrası dönemi de kapsaması gerekir. • Dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin iptali istenilen 3. fıkrasında inceleme sonucunda, başvuru dosyasının Ek-3’te yer alan genel formata uygun hazırlandığına karar verilmesi halinde, Bakanlık tarafından başvuru dosyasındaki bilgiler dikkate alınarak, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile Bakanlık yetkililerinden oluşan bir Komisyon kurulacağı, ÇED süreci içerisinde gerek görülmesi halinde komisyona üye eklenebileceği veya çıkarılabileceği düzenlenmiştir. Danıştay; “… İptali istenilen cümle, mülga ÇED Yönetmeliğinde olmayan ilk defa getirilen bir düzenlemedir. Her ne kadar davalı idare tarafından süreç içerisinde bazı kurumların görüşüne ihtiyaç kalmadığı, aksine görüşüne ihtiyaç duyulan bazı kurumların olduğu durumlarda komisyona üye eklenmesi veya çıkarılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuş ise de, düzenleme ile komisyona üye eklenmesi veya çıkarılması hususunun ÇED süreci içerisinde “gerek görülmesi haline” bağlandığı anlaşılmış olup, bu kavramın belirsizlik içerdiği, sınırları veya koşullarının belirlenmemesi nedeniyle idareye çok geniş takdir hakkı tanındığı, bu haliyle, Anayasa Mahkemesi kararlarında da ifade edildiği gibi, hukuk devletinin unsurlarından olan ve hukuk normlarının öngörülebilir olmasını gerektiren “hukuki güvenlik” ilkesi ile maddi hukuk ve usul kurallarının önceden öngörülebilir bir açıklıkta olmasını ve kişilerin haklı beklentilerini bertaraf etmeyecek düzenlemeler yapılmasını gerektiren “hukuki belirlilik” ilkesinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Bu itibarla, “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 8. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “ÇED süreci içerisinde gerek görülmesi halinde komisyona üye eklenebilir veya çıkarılabilir” cümlesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır” sonucuna varmıştır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1