210 Cebri Artırma ve Borçluya Satış Yetkisi Verilmesinde Alacağa Mahsuben Satış rında, bir “hesap tablosu” yapılarak alacaklı/alıcının satış bedeli için yapılması gereken bir tutar bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği ifade edilmiştir.40 Günümüzde hâkim olan görüş ise, bu ihtimalde dahi öncelikle İİK m. 140’a göre sıra cetveli yapılması gerektiğini ve sıra cetveline göre alacaklı/alıcıya satış bedeli üzerinde bir pay düşmesi durumunda bu tutar nispetinde mahsup hakkının olduğunu kabul etmektedir. Anılan görüşe göre, esas itibarıyla birden fazla alacaklının olduğu ihtimalde, ihale bedelinin ödenmesinden önce sıra cetveli yapılmalı ve sıra cetveline göre hareket edilmelidir. Neticede, alacaklı/alıcının sırası ve kendisi payına satış bedelinden düşecek pay sıra cetveliyle belirlenecektir. Bunun yanında, sıra cetveli kesinleşmeden alacaklı/ alıcıdan ihale bedelinin ödenmesi istenmemelidir. Ancak sıra cetveli kesinleştikten sonra, mahsup işlemi gerçekleştirilmeli ve sonrasında aradaki farkın ödenmesi için alacaklı/alıcıya süre verilmelidir. Dolayısıyla, alacağına mahsuben artırmaya katılan alacaklı/alıcının sıra cetveli yapılmaksızın ihale bedeli ödemeye icbar edilmesi kabule şayan değildir.41 Yargıtay’ın müstakar hale gelen içtihadı da bu doğrultudadır.42 Hatta böyle bir durumda, sıra cetveli yapılmaksızın ihale bedeliçin Muşul, İcra ve İflas Hukuku, Cilt: I, 5. baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2013, s. 744; Arslan, s. 215; Erturgut, s. 125; Dönmez, s. 250; Namlı, s. 519; Talih Uyar, “Alacaklının “Alacağına Mahsuben Satışa Konu Taşınırı/Taşınmazı Satın Alması”nın Engellenmesinin Hukuki Sonuçları (İİK. Mad. 118/I, 130, 133)”, İstanbul Barosu Dergisi, 2011, C. 85, S. 4, s. 85; Şanal Görgün/Levent Börü/Mehmet Kodakoğlu, İcra ve İflas Hukuku, 3. baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, 2022, s. 252, dn. 288. 40 “İhale alıcısı, asıl alacak ve ferileri ile takipten kaynaklanan diğer alacaklarını, satış bedelinden mahsup etmek hakkına sahiptir. Bu durum kelime manası ile takas olmayıp bilahare kendisine iade edilecek parayı tediyede bulunacak kimsenin bu tediyeyi yapmasına mahal bulunmaması ve öncelikle imtina eyleme durumudur. İşte bu sebeple mahsup işleminden sonra bu alacağa öncelikli rehinler, hacizler olup olmadığı ve artırmaya hazırlık ve satış masraflarının tahsili yönünde alıcının yatıracağı bir miktar bulunup bulunmadığı yapılacak hesap tablosu ile belirlenmeli; alıcı-alacaklı aleyhine fark doğduğunda, bu farkın ödenmesi hususunun alıcıya bildirilmesi doğrultusunda işlem yapılmalıdır.” Yargıtay 12. HD E. 2011/31992 K. 2012/18428 T. 30.5.2012; aynı yönde bkz. Yargıtay 12. HD., E. 2011/12971 K. 2011/30398 T. 19.12.2011 (Lexpera). Bu yöntem ise doktrinde haklı olarak, İİK’da düzenlenmemiş olan “hesap tablosu”na başvurulduğu için eleştirilmiştir (Budak, s. 496). 41 Belgesay, s. 317; Muşul, s. 744; Erturgut, s. 125. 42 “Henüz sıra cetveli yapılmadan ve taşınmaz üzerinde haciz ve ipotekleri bulunan üçüncü kişilerin alacaklarının miktarlarının ne olduğu dahi belirlenmeden, alacaklıdan ihale bedelini yatırmasının istenmesi doğru değildir.” Yargıtay 12. HD., E. 2021/7558 K. 2022/553 T. 18.1.2022; “Haciz koyduran alacaklının men-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1