Türkiye Barolar Birliği Dergisi 169. Sayı

220 Cebri Artırma ve Borçluya Satış Yetkisi Verilmesinde Alacağa Mahsuben Satış nun ve yönetmelik hükümlerine rağmen gösterilen bir reaksiyonu temsil etmektedir. Alacaklının Alacağına Mahsuben Rızaen Satış İşlemine Taraf Olması Görüldüğü üzere, alacaklı tarafa borçluya satış yetkisi verilmesi sürecinde herhangi bir rol biçilmemiş ve hatta sürecin alacaklının haberi olmaksızın yürütülmesinin önü açılmıştır. Öte yandan alacaklının alıcı sıfatı ile sürece dahil olması önünde herhangi bir engel mevcut değildir. Borçluya satış yetkisi verilmesi usulünde alıcıya biçilen görev yalnızca icra müdürünce belirlenen rızaen satış bedelinin dosyaya yatırılmasından ibarettir. İİK m. 111/a/III’te belirtildiği üzere “borçlu ile anlaşan” alıcı belirlenen bedeli dosyaya ödemek durumundadır. Keza, alıcının kim olduğu bizzat borçlu tarafından icra dairesine yapılacak bildirim ile tespit edilmektedir (Yönetmelik m. 10).65 Diğer taraftan, borçlu ile arasında bir sözleşme ilişkisi kurulmayan üçüncü kişinin, İİK m. 111/a bağlamında alıcı sıfatını haiz olması mümkün değildir. İİK m. 111/a ve ilgili Yönetmelik hükümleri, borçlu ile alıcı arasında TBK m.1’e göre kurulmuş bir anlaşmanın varlığını aramaktadır. Dolayısıyla borçlu ile anlaşması olmayan üçüncü bir kişinin araya girerek asgari rızaen satış bedelini ödemek suretiyle alıcı konumuna geçmesi mümkün değildir. Nitekim Adalet Komisyonu’ndaki görüşmelerde Adalet Bakanlığı Mevzuat Genel Müdürü tarafından m. 111/a ile getirilen imkânın borçlunun haciz konmuş malının “kendi arzu ettiği kişilere satması” şeklinde ifade edildiği görülmektedir.66 Bu bilgiler ışığında, alacaklının borçlu ile anlaşarak alacağına mahsuben rızaen satış işlemine taraf olması önünde bir engel bulunmasa da 65 Aksi yöndeki görüşe göre, borçlu kendisine iletilen teklifleri icra müdürüne aynen iletmeli ve en yüksek teklifi veren alıcıya satışı gerçekleştirmelidir (Pekcanıtez/ Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s. 232). Kanaatimizce bu görüş, olması gereken hukuk bakımından yerinde olsa da mevcut kanuni düzenleme ve ilgili yönetmelik hükümleri çerçevesinde tartışmaya açıktır. 66 Adalet Komisyonu Tutanakları, T. 05.11.2021; T:1, O:2. Gerçekten de sürecin ilerlemesi için borçlunun, yetki belgesindeki şartları karşılayabilecek, ezcümle asgari rızaen satış bedelini ödeyecek bir alıcı bulması yeterli görülmüştür. (Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 289; İbrahim Aşık/ Yakup Oruç/Ozan Tok/ Ömer Faruk Saçar, İcra ve İflas Hukuku, Seçkin Yayıncılık, İstanbul, 2022, s. 249).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1