Türkiye Barolar Birliği Dergisi 169. Sayı

223 TBB Dergisi 2023 (169) Mehmet Ünsal CANDEMİR rumda, malın devir ve teslimi için de sıra cetvelinin kesinleşmesinin beklenmesi gerekecektir.72 Bu nedenle, sıra cetveli kesinleşmeden icra müdürü rızaen satış için dosyayı icra mahkemesine göndermemelidir. Ancak sıra cetveli kesinleştikten ve mevcut olduğu tespit edilecek eksik rızaen satış bedelinin alacaklı/alıcı tarafından dosyaya yatırılması ile birlikte rızaen satış dosyası icra mahkemesine gönderilmeye hazır hale gelecektir. Nihayet alacağa mahsuben satışın usule uygunluğunu tespit eden icra mahkemesi, satışın kabulüne karar verecektir. Alacağa mahsuben rızaen satışta, tıpkı cebri artırmada olduğu gibi, nakden satış bedeli ödemesi gerektiği tespit olunan alacaklı/alıcının bu bedeli ödemekten imtina etmesi söz konusu olabilir. Bu halde, İİK m. 111/a/3 ve Yönetmelik m. 11’e uygun şekilde rızaen satış bedeli ödenmemiş olduğundan icra müdürlüğü tarafından rızaen satış talebi reddedilecektir. Böyle bir durumda, mahcuz malın daha sonra cebri artırma yoluyla satışında malın rızaen satış bedelinden çok daha düşük bir bedelle satılması, böylelikle başta borçlu olmak üzere ilgililerin bu durumdan zarar görmeleri mümkündür. Borçlu tarafından alacaklı/alıcı aleyhine açılan menfi tespit davasının alacağa mahsuben rızaen satış işlemine etkisini cebri artırmaya nazaran biraz farklı şekilde yorumlamak doğru olacaktır. Rızaen satış işleminde borçlunun rızası arandığından, borçlu ile alıcının malın devir ve teslim şartları konusunda da mutabık kalmaları gerekmektedir. Kaldı ki burada satış yetkisi verilmesini isteyen de bizzat borçlunun kendisidir. Borçlu, hali hazırda alacağını ihtilaf konusu ettiği alacaklı ile anlaşmak zorunda değildir. Diğer taraftan, İİK m. 111/a/3 hükmüne göre, icra mahkemesi rızaen satışı kabulle birlikte malın mülkiyetinin devri ve teslimine de karar vermek durumundadır. İcra mahkemesinin, menfi tespit davasının sonucuna göre yani şarta bağlı olarak mülkiyetin devri ve teslimine ilişkin karar vermesi mümkün değildir. Hal böyleyken, ihtiyati tedbir kararı mevcut olsa dahi alacağa mahsuben rızaen satışta malın mülkiyetinin devri, teslim ile tescil işlemleri 72 Bu durumda, sıra cetvelinin kesinleşmesi sürecinin beklenmesi, borçluya satış yetkisi verilmesi usulünün ihdas amacına aykırı olarak paraya çevirme işleminin uzun sürmesine sebep olabilecektir (Koç, s. 90). Hal böyleyken, cebri artırmada benimsediğimiz usulün burada da kullanılması yerinde olacaktır. Buna göre, alacaklı/alıcının rızaen satış bedelinin ödeyip ödemeyeceği icra dairesince hazırlanacak sıra cetveline göre belirlenmeli, sıra cetvelinin kesinleşmesi beklenmemelidir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1