Türkiye Barolar Birliği Dergisi 169. Sayı

14 Atatürk’ün Egemenlik Anlayışı ve Egemenlik Anlayışlarının Türk Anayasalarına Yansımaları “Zaferden sonra şekli hükümet Cumhuriyet olacaktır. Bunu size daha önce de bir sualiniz münasebetiyle söylemiştim. Bu bir. İki: Padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince icap eden muamele yapılacaktır. Üç: Tesettür kalkacaktır. Dört: Fes kalkacak, medeni milletler gibi şapka giyilecektir”.46 Görüldüğü üzere Mustafa Kemal Atatürk’ün Millî Mücadele’nin başından itibaren temel bir hedefi bulunmaktadır: tüm yurdun işgalden kurtulması ve kurtuluşun ardından yeni bir modern cumhuriyetin kurulması. Mustafa Kemal bunlardan ilk önce kurtuluşu sağlamaya ardından ise kuruluşu inşa etmeye çalışacaktır. Bu doğrultuda Erzurum ve Sivas Kongrelerinde alınan kararlarda milli egemenlik vurgusunun ön plana çıktığı görülecektir. Erzurum Kongresi’nin dördüncü maddesinde “Kuvayi milliyeyi âmil ve iradeyi milliyeyi hâkim kılmak esastır” denmiştir.47 Sivas Kongresi’nde ise ülkede faaliyette bulunan müdafaa-i hukuk cemiyetlerinin tek bir merkezde toplanması kararı alınmıştır. Bu tarihten sonra Temsil Heyeti ulusal çapta bir cumhuriyet hükümeti gibi faaliyet göstermiştir.48 Buna rağmen gerek Erzurum gerek Sivas Kongresi’nde saltanat ile kesin bir kopuştan söz edilmemiştir. Sivas Kongresi sonucunda alınan kararlarda Kuvay-ı Milliye’yi amil ve milli iradeyi hâkim kılmak esasının kesin olduğu belirtilse de bunun Osmanlı topluluğunun bütünlüğü, Milli İstiklalin sağlanması, saltanat ve hilafet makamının dokunulmazlığını korumak için gerçekleştirileceği söylenmektedir.49 Saltanattan gerçek bir kopuşun yaşanması ve milletin, egemenliğin tek sahibi olduğunun ilan edilebilmesi için başka gelişmelere ve bir devrimci öncülüğe ihtiyaç duyulmaktadır. Bu gelişmelerin en önemlilerinden bir tanesi; 23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet 46 Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, s.131. Konuşmanın devamı da oldukça ilgi çekicidir: “Bu anda gayri ihtiyari kalem elimden düştü. Yüzüne baktım. O da benim yüzüme baktı. Bu gözlerin bir takılışta birbirine çok şey anlatan konuşuşuydu var. Paşa ile zaman zaman senli benli konuşmaktan çekinmezdim. - Neden durakladın? Deyince: -Darılma amma Paşam, sizin de hayalperest taraflarınız Dedim, gülerek: -Bunu zaman tayin eder. Sen yaz .. Dedi. Yazmaya devam ettim: -Beş: Latin hurufu kabul edilecek. -Paşam kafi .. kafi .. Dedim ve biraz da hayal ile uğraşmaktan bıkmış bir insan edası ile: -Cumhuriyet ilanına muvaffak olalım da üst tarafı yeter!” 47 Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, İkinci Cilt, Remzi Kitabevi, İstanbul 1975, s. 121. 48 İnci, Cumhuriyet Düşüncesi ile İlgili Gelişmeler ve Cumhuriyetin İlanına Yönelik Tepkiler, s. 339- 340. 49 Aydemir, Tek Adam, s. 137.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1