Türkiye Barolar Birliği Dergisi 169. Sayı

16 Atatürk’ün Egemenlik Anlayışı ve Egemenlik Anlayışlarının Türk Anayasalarına Yansımaları “…Veyahut başka suretle ifade edilirse, hakikat-i halde hâkimiyet yalnız bir şekilde tecellî eder. O da bu hâkimiyetin sahibi olan insanların doğrudan doğruya bir araya gelerek teşriî, icraî ve adlî vezaifi bizzat ifa etmeleriyle mümkündür. Ve söylediğim şey, Efendiler, tarihte fiilen mevcut olmuş şeylerdendir. Tabiî, tetebbuat sahibi olan rüfekamız pekâlâ bilirler ki Roma’da, Isparta’da, Atina’da, Kartaca‘da mevcut olmuş olan Mecalis-i umumiye hakikat-i halde bizim yaptığımız şeyleri yapıyorlardı Efendiler! Kanun yaparlardı, memur intihap ederlerdi, muhakeme yaparlardı, tecziye ederlerdi. Ve her şey yaparlardı. Ve Roma’da dört milyon halk vardı Efendiler! Bu dört milyon halk şayan-ı hayret bir surette toplanırlar ve beş on kişilik bir kabineden daha seri ve bilhassa daha mâkul ve muhik bir surette; icraî ve adlî ve teşriî vazifelerini ifa eylerlerdi”.51 O, kuvvetler birliğine dayanan bu en ileri hükümet şeklinin “birtakım müstebitler” yüzünden yıkıldığını ve bu “güzel şeylerin” krallara ve imparatorluklara bırakıldığını ifade etmekte ve “Binaenaleyh, hükûmet-i avam denilen, bu izah ettiğim nokta, bugün için ancak ve yalnız bizim şeklimizde kabil-i tecellî ve tatbiktir. Bundan başkası doğru değildir.”52 diyerek açıkça kuvvetler birliğini savunmaktadır. Söz konusu konuşmasında Mustafa Kemal, “Hakikatte Efendiler, tabiatte Efendiler, âlemde Efendiler taksim-i kuva yoktur. Yani irade-i millîye ile ifade ettiğimiz kuvvette taksimî kuva yoktur” diyerek kuvvetler ayrımını açıktan reddetmiştir.53 Toprak’a göre bu konuşması onun Rousseau’nun Toplumsal Sözleşme adlı kitabından ne kadar etkilendiğinin bir göstergesidir.54 Nitekim Toprak’a göre Sakarya Muharebesi ertesi Atatürk, Jean-Jacques Rousseau’nun Mukavele-i İctimaiyye yahud Hukuk-ı Siyasiyye Kavaid-i Esasiyyesi adlı eserini okumuş, kimi bölümlerine notlar düşmüş ve bu kitaptaki egemenlik anlayışını harfiyen Meclis’teki konuşmasına almıştır.55 Buna karşılık kimi yazarlar ise Mustafa Kemal’in büyük ölçüde Rousseau’dan etkilendiği yönündeki fikrin geçerliliğini sorgulamıştır. Bu noktada da Mustafa Kemal’in yukarıda zikredilen Meclis konuşmasındaki şu ifadeleri gerekçe gösterilmektedir: 51 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, s. 123. 52 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, s. 124. 53 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, s. 121. 54 Toprak, Atatürk, s. 20. 55 Toprak, Atatürk, s.18.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1