Türkiye Barolar Birliği Dergisi 169. Sayı

329 TBB Dergisi 2023 (169) Munise Seray GÖNCÜ DÖNER kin olarak belirli geçerlilik şartları düzenlenmiştir. Ayrıca maddenin ikinci fıkrasında genel kurul kararı verilmeden önce, yönetim kurulunun talebi üzerine şirketin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesi tarafından atanacak bilirkişinin şirket tarafından devralınacak ya da kiralanacak işletme ve ayınlara değer biçeceği hüküm altına alınmıştır. Kanun koyucu kuruluştan sonra devralmalara özel bir önem atfetmiş ve değer biçme işlemini tamamen şirketin inisiyatifine bırakmamıştır. TTK m. 480/3 düzenlemesinde ise sermayenin iadesi yasağına ilişkin düzenleme yer almaktadır. Buna göre; “Pay sahipleri sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemezler”. Sermayenin iadesi yasağının ihlali açık bir şekilde olabileceği gibi örtülü bir aktarım sonucu da gerçekleşebilir. Yasağın şirket malvarlığı bakımından kapsamı ise hukukumuz açısından oldukça tartışmalıdır. TTK m. 356 açısından, yapılan hukuki işlemin sübjektif kapsamı herhangi bir sınırlamaya tabi tutulmadığından, pay sahipleriyle yapılan işlemlerde de ilgili hüküm uygulanacaktır. Bu şekilde hukuki işlemin bir tarafının pay sahibi olduğu bazı durumlarda TTK m. 356’da yer alan düzenleme ile TTK m. 480/3 düzenlemesinde yer alan sermayenin iadesi yasağının uygulama alanı kesişmektedir. Hangi hâllerde kuruluştan sonra devralma işlemlerinin, örtülü bir sermaye iadesine sebebiyet verdiğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu belirleme yapılırken ise öncelikle örtülü sermaye iadesi kavramı üzerinde durulmalıdır. Örtülü malvarlığı aktarımlarında pay sahiplerine görünüşte geçerli olan başka bir hukukî işlemin ardında gizli bir şekilde yapılan dağıtımlar bulunmaktadır. Ancak bu durum yeterli olmayıp yapılan aktarımın, örtülü sermaye iadesi sayılabilmesi için birtakım başka şartların da bulunması gerekmektedir. Şirket ile pay sahipleri arasında kuruluştan sonra devralmaya ilişkin birtakım işlemler bazen hem TTK m. 356’nın ihlaline sebep olurken hem de örtülü bir sermaye iadesi gündeme gelmektedir. Bununla birlikte bazı durumlarda ise TTK m. 356’ya aykırılık olmamasına rağmen örtülü bir sermaye iadesi söz konusu olabilir. Bu ihtimallerde TTK’nın hangi hükmünün uygulama alanı bulacağının tespiti önem taşımaktadır. Bu nedenle hükümlerin uygulama alanları ve sınırlarının tespiti ile her iki hükmün, bir diğerinin uygulamasını dışlayıp dışlamadığı da incelenmesi gereken diğer bir konudur.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1