Türkiye Barolar Birliği Dergisi 169. Sayı

351 TBB Dergisi 2023 (169) Munise Seray GÖNCÜ DÖNER mayenin örtülü olarak iade edildiğini bilmeden pay sahibi ile edimler arasında uyumsuzluk bulunan bir hukuki işlem yapmış ise sermayenin örtülü iadesinden söz edilemeyecektir.94 Bizim de katıldığımız öğretide yer alan diğer görüşe göre ise;95 objektif unsurun gerçekleşmesi sermayenin iadesi bakımından yeterli olup ayrıca sübjektif unsurun varlığı aranmaz. Aksi durumun kabulü, Kanun’un amacına aykırı olarak sermayenin iadesi bakımından açık bir kapı bırakılması anlamına gelmektedir.96 V. TTK 356. MADDE HÜKMÜNDE YER ALAN DÜZENLEMENİN ÖRTÜLÜ SERMAYE İADELERİ İLE KARŞILAŞTIRILMASI Genel Açıklamalar TTK m. 356’da yer alan düzenlemenin malvarlığının korunması ilkesiyle ve dolayısıyla sermayenin iadesi yasağı ile güçlü bağlantıları mevcuttur.97 Zira TTK m. 356’nın şirket malvarlığının korunması amacı da bulunmaktadır ve malvarlığının korunması ilkesinden kaynaklanmaktadır.98 Ancak belirtmek gerekir ki, ilgili hükmün sermayenin iadesi yasağı ile bağlantısı ancak; işlemin tarafının, bir pay sahibi veya pay sahibine yakın kişiler99 olması durumunda söz konusudur. TTK m. 356 hükmü hem konu bakımından hem de süre bakımından sınırlandırılmıştır. Bu durumun, alacaklıların haklarının ve ortaklık malvarlığının korunması bakımından, yeterliliği tartışmaya açıktır. Sermayenin onda birinden fazla bir bedel sınırını aşmayan devralmalar veya kiralamalar bakımından, değerinin çok üzerindeki edinimler94 Doğan; sermayenin örtülü bir şekilde iade edildiğinin kabulü için objektif ve sübjektif unsurun bir arada bulunması gerektiğini belirtmekle birlikte, bazı durumlarda, sübjektif kriter aranmaksızın tek başına objektif kriterin gerçekleşmesinin de sermayenin iadesine sebep olabileceğini ifade etmektedir. Yazar; buna örnek olarak, bir hukuki işlemin doğası gereği yalnızca şirket ile hissedarlar arasında yapılabildiği durumları göstermektedir, Doğan, s. 52. 95 Marcus Lutter, Kölner Kommentar zum Aktiengesetz, C.1, 2. Bası, Köln – Berlin – Bonn – München, 1988, AktG § 57, Rn. 26; Bayer, AktG § 57, Rn. 66; Sevi, s. 471. 96 Sevi, s. 471. 97 Koch (Hüffer/Koch), § 52, Rn. 9; Drygala, s. 694; BeckOGK/Heidinger, AktG § 52, Rn. 6. 98 Yavuz, s. 393. 99 Yakın kişi kavramı için bakınız; “B. Hükmün Subjektif Kapsamı” başlığı.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1