Türkiye Barolar Birliği Dergisi 169. Sayı

30 Atatürk’ün Egemenlik Anlayışı ve Egemenlik Anlayışlarının Türk Anayasalarına Yansımaları karşılık Meclis, Gazi’ye başkomutanlık sıfatını süresiz olarak vermiştir.112 1921 Anayasası; ikinci, üçüncü ve yedinci maddeleriyle kuvvetler birliği ilkesini benimsemiş, yürütme işlerinin Meclis üyeleri arasından seçilecek bir heyet tarafından, Meclis adına ve Meclisin denetimi altında gerçekleştirileceğini kabul etmiştir. İcra Vekilleri arasında çıkacak olan uyuşmazlıkları da TBMM çözecektir. Böylelikle İcra Vekilleri Heyetinin dayanışmalı bir kurul olmasının önü kesilmek istenmiştir. Meclis hükümeti sistemine uygun olarak Anayasa, devlet başkanlığı statüsü de öngörmemiş, Meclisi yasama ve yürütme kuvvetlerinin esas sahibi olarak düzenlemiştir. Benzer şekilde Meclisin sürekliliği ilkesi kabul edilmiştir. Meclisin sürekliliği ilkesi de herhangi bir zaman ile kısıtlı olmayan “milletin” temsilcisi olan Meclisin sürekli çalışması anlamına gelmesiyle milli egemenlik ilkesinin sonuçlarından biridir. Yine Anayasa’nın 5. maddesinde milletvekillerinin seçildikleri vilayetin değil bütün milletin temsilcisi olduğunun belirtilmesi de milli egemenlik anlayışının bir diğer sonucudur. Fakat 1921 Anayasası’nın yürürlükte olduğu bu dönemde, meclis hükümeti sisteminin özelliklerinin dışında ve parlamenter rejimin özelliklerine benzer siyasi uygulamalar da gerçekleşmiştir.113 1921 Anayasası yargı konusunda bir düzenleme getirmemiştir. Bununla birlikte Meclis, İstiklal Mahkemeleri aracılığıyla yargı görevini de üstlenmiştir. 1921 Anayasası’nın dikkat çeken bir diğer özelliği, yerel yönetimlere büyük bir yer ayırmasıdır. Anayasa’nın on dört maddesi yerel yönetimlere ilişkindir. Anayasa milleti doğrudan doğruya iş başına getirmek, millete hürriyetini temin etmek, milleti efendi kılmak gayesini gerçekleştirmek için hakimiyetin millete ait olduğunu ve bu hakimiyetin Meclis vasıtasıyla kullanılacağını ilan etmekle yetinmeyip Vilayet112 Şirin, Meclis Hükümeti Rousseau’dan Marx’a, Lenin’den Atatürk’e Bir Ortak Kesen, s. 142-143. 113 1921 Anayasası’nın uygulamasından yola çıkan bir görüş, yürütme işlerinin Meclis tarafından değil İcra Vekilleri Heyeti tarafından yapılmasına, Meclisin İcra Vekillerine yön göstermesi ilkesinin teoride kalmasına ve İcra Vekillerinin siyasal sorumluluğunun Meclis tarafından görevden alınma biçiminde gerçekleşerek parlamenter sisteme benzer bir durumun ortaya çıkmasına dikkat çekerek Birinci Meclis döneminde “kuvvetler karışımının” görülmediğini öne sürmüştür. Ergun Özbudun, 1921 Anayasası, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara 1992, s. 66.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1