Türkiye Barolar Birliği Dergisi 169. Sayı

418 Zorunlu Deprem Sigortası Ve Kahramanmaraş Merkezli Depremlerde Doğabilecek Hukuki İhtilaflar Sigortacılıkta ve sigorta hukukunda ‘sigortacı’ kavramı hem sigorta şirketlerini (AŞ ve kooperatif) hem de sigorta havuzlarını kapsar ve her ikisi de sigortalıların tanımlanmış risklerine karşı teminat verirler. Bu kapsamda, Türk Ticaret Kanunu’nun 6. Kitabı da maddelerde özne olarak sigorta şirketi kavramı yerine sigortacı kavramını kullanmıştır. Şöyle ki, 6. Kitap’ta 219 tane ‘sigortacı’ ibaresi geçmiş iken, sadece iki maddesinde “sigorta şirketi” ifadesi kullanılmıştır. Sigorta şirketi ifadesinin birincisi, ruhsatsız sigortacılık yapılması halini düzenleyen 1401. maddenin ikinci fıkrasında ruhsatsız bir şirket ile onun bu durumunu bilerek yapılan sigorta sözleşmeleri hakkında Türk Borçlar Kanunu’nun 604 ve 605. maddeleri uygulanacağı, Türkiye’de yerleşik olmayan sigorta şirketleriyle kurulan sigorta sözleşmelerinde bu hüküm uygulanamayacağı öngörülmüştür. Bu durumda, ruhsat muhatabının sigorta şirketleri olması nedeniyle ruhsatsız sigortacılığı konusunda da onları muhatap alması normaldir. İkincisi hayat sigortalarında rücu ve temlik hususlarını düzenleyen 1491. maddenin üçüncü fıkrasında 1472. maddedeki halefiyet hükmünün hayat sigortalarında uygulanmayacağı, hayat sigortası sözleşmesi gereği, sigorta şirketinden kararlaştırılan sigorta bedelini tahsil eden sigorta ettiren ve mirasçıları ile rizikoya muhatap olan kişilerin mirasçılarının, rizikonun gerçekleşmesine neden olan üçüncü kişiye karşı sahip olduğu tazminat alacağını sigorta şirketine temlik etmeleri geçersiz olduğu öngörülmüştür. Söz konusu madde de sigorta şirketi özellikle sayılmış olması hayat sigortalarında sigorta havuz uygulamasının ülkemizde olmamasıdır. Sigortacılık Kanunu’nda sigorta şirketlerinin sadece anonim ve kooperatif şirket şeklinde kurulabileceği düzenlenmiş, doğal olarak ruhsat yükümlülüğü de AŞ veya Kooperatif Şirket şeklinde kurulmuş olan şirketler için getirilmiştir. Bu nedenle, ayrı bir Kanunla ve farklı bir hukuki statüde kurulan DASK ve TARSİM gibi sigorta havuzlarının yine Kanunla (Kararnameyle) kurulan SEDDK’dan ayrıca ruhsat almasının bir mantığı olmayacaktır. Diğer taraftan, TTK’da ruhsat sadece iki yerde konu edilmiştir; birincisi ruhsatsız faaliyet gösteren bir şirket için TBK 604 ve 605. maddelerinin tatbik edileceği, ikincisi ise olağanüstü hallerden biri olarak sayılan sigorta şirketinin ruhsatının iptali halinde sigorta ettirene fesih hakkı verilmesi ile alakalıdır. Sonuçta ‘ruhsatsız sigortacılık yapma’ ve olağanüstü halde ‘ruhsat ip-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1