427 TBB Dergisi 2023 (169) Metin SARIASLAN düzenlenerek konutların net alanının 150 m2’ye kadar olan kısmı için %10 (6306 sayılı Kanun kapsamında rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerlerde dönüşüm projeleri çerçevesinde yapılan konutlarda %1), 150 m2’nin üzerindeki kısımlar içinse (6306 sayılı Kanun kapsamındakiler dahil) %20 olarak belirlenmiştir. Sonuçta, inşaat sektöründe deprem sonrası talep artışı nedeniyle oluşan talep enflasyon etkisi ve pahalı bir sistem olan tünel kalıp sistemi sonucu TOKİ’nin deprem bölgesinde konutları metrekare bazında 15.000 TL bedelle inşa ettiği dikkate alınırsa, DASK Tarifesine esas aldığı ölçeği 07.09.2019 tarihinde değiştirmemiş olsa idi Kahramanmaraş depremlerinde metrekare bazında ortalama 10.000 TL ödeme yapması söz konusu olacaktı. Bu durumda sigortalıların gerçek zararının mevcut tarifeye (1.508 TL/m2) göre %10 karşılanırken, eski ölçeğe göre belirlenecek bir tarifede tamamen karşılanmış olacaktı. Ancak, deprem sonucu artan inşa maliyetleri ve TOKİ’nin tünel kalıp sistemi ek maliyeti göz ardı edildiğinde eski ölçeğe göre belirlenecek bir tarifede deprem anındaki inşa maliyetine (10.000 TL/m2) yakın bir tazminat ödenmesi söz konusu olacaktı. 2011 yılındaki Van depreminde, ZDS teminatları için Bakanlık tarafından yayımlanan yapım maliyetleri esas alındığı için sigorta bedeli, gerçek inşa maliyetlerine oldukça yakın bir seviyedeydi. Ancak, bu durumun, Emlak Vergisi Cetveline geçilmesi ve son yıllarda yaşanan COVID-19 salgını, enflasyon artışları ve en son Ukrayna-Rusya savaşı gibi etkenlerle birlikte ülkemizde inşaat maliyetlerinin önemli ölçüde artması sonucunda, sigorta bedelinin gerçek maliyetten önemli ölçüde uzaklaştığı görülmüştür. Bir diğer önemli konu ise zorunlu deprem sigortasının, diğer sigortalar gibi riziko gerçekleştiği andaki değerler üzerinden tazminat ödemesidir. Ancak, Kahramanmaraş depreminde olduğu gibi, depremi takip eden dönemde konut talebinin artması ve buna karşın arzın sınırlı olması, inşaat maliyetlerinin aşırı şekilde yükselmesine neden olmaktadır. Bu sebeple ZDS ve İDS kapsamında ödenen tazminatlar, ödeme tarihi itibariyle depremzedelerin zararını karşılamada yetersiz kalacaktır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1