Türkiye Barolar Birliği Dergisi 169. Sayı

482 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hukukunda Evlilik Birliğinin Korunması ce evliliğin boşanma veya iptal ile sona erdirilmesi için dava açılması hallerinde, olayın özellikleri, eşlerin ekonomik ve sosyal durumları ve varsa çocukların menfaatleri hakim tarafından göz önünde bulundurularak aile konutunun eşlerden birine tahsis edilebileceği ve ev eşyasını kullanacak eşin belirlenebileceği hükme bağlanmıştır [Aile Yasası m. 26 (6) (A)].49 Bu hüküm, evlilik birliğinin korunması için ortak hayata ara verilmesi durumunda da kıyasen uygulanmalıdır. Ayrı yaşama hakkı doğduğunda, kendi geçimini sağlayacak maddi güce sahip olmayan eş, diğer eşin kendisine parasal katkıda bulunmasını hâkimden talep eder.50 Bu yönde bir taleple karşılaşan hâkim, öncelikle ayrı yaşama hakkının doğup doğmadığını inceler. Bu inceleme sonucunda hâkim ayrı yaşama hakkı doğduğuna kanaat getirirse, diğer eşin yapacağı parasal katkı miktarını belirler.51 Ayrı yaşama hakkı doğduğu takdirde, evlilik birliği içerisindeki çocukların hangi tarafa verileceği, velayetin belirlenmesi, kendisine velayet verilmeyen ebeveynin çocukları ile kişisel ilişki kurması, çocukların bakım ve eğitim giderlerinin karşılanması ile ilgili hakim re’sen karar almalıdır.52 Bu bağlamda, hakim karar verirken, Aile Yasası m. 37 (2)’nin göndermesiyle, boşanma veya iptal kararı ile evlilik birliğinin sona ermesi durumunda tazminat, nafaka, diğer ödemeler ve çocuklar ile ilgili hususları düzenleyen Aile Yasası m. 30 uygulanır. Aile Yasası m. 30 (4)’e göre, “Bu madde uyarınca alınan kararlara uymayanlar ve gerekli ödemeleri yapmayanlar suç işlemiş olurlar ve mahkumiyetleri halinde davanın görüşüldüğü tarihteki aylık asgari ücretin on katını aşmayan miktara kadar para cezasına veya bir yıla kadar hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilirler. Mahkeme bu cezaya ek olarak ödemenin yapılmadığı süreye ilişkin toplam miktarın, geçerli faiz uygulanmak suretiyle ödenmesine karar verebilir”. Yasa’da, eş nafakası (tedbir nafakası), iştirak nafakası ve tazminatın ödenmemesi bir suç olarak nitelendirilmiş ve cezai yaptırıma bağlanmıştır. 49 Bkz. aşğ. II, B. 50 Bu konuda bkz. Yarg., Aile Hukuk, 28.06.1988, 3/87, Dava No:4/86 https:// www.mahkemeler.net/cgi-bin/yenikararara3.aspx erişim tarhi: 20.06.2023. 51 Kılıçoğlu, s. 212; Ayan, s. 229; Bu yönde karar için bkz. TCM, 06.11.1971, 13/72, Dava No:82/7 https://www.mahkemeler.net/cgi-bin/yenikararara3.aspx erişim tarihi: 16.06.2023. 52 Kılıçoğlu, s. 213.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1