49 TBB Dergisi 2023 (169) Atacan KÖKSAL ga 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile birlikte bankacılık alanında ilk kez kamu görevlisi olmayan banka çalışanlarının, bu suçu işleyebilecekleri hükme bağlanmıştır.2 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 160. maddede bulundukları hukuksal durum ile diğer kamu görevlilerinin hukuksal durumları farklıdır. Farklı hukuksal durumda bulunanların ayrı kurallara tâbi tutulması ise Anayasa’da güvence altına alınmış olan eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz.” (Anayasa Mahkemesi, E. 2014/103, K. 2014/199, 25.12.2014) Bkz. R.G, S. 29362, T. 21.05.2015. 5237 sayılı TCK’da düzenlenen zimmet suçunun yalnızca kamu görevlileri veya özel kanunlarında kamu görevlisi gibi cezalandırılacağı öngörülen kimseler tarafından işlenebileceği, dolayısıyla kamu görevlisi sıfatı bulunmayan ve özel hukuk tüzel kişisi olan banka personelinin zimmet suçundan cezalandırılmasının mümkün olmadığı, bankacılık faaliyetlerinin teknik niteliği ile banka varlık ve paraları üzerinde zimmet fiillerinin yaygın olarak işlenebildiği dikkate alındığında, faillerin ancak zimmet dışındaki suçlardan cezalandırılabileceği fakat bu durumun banka malvarlığı değerlerinin ve bankalara duyulması gereken güvenin tesisi açısından yeterli olmayacağı düşüncesiyle, Bankacılık Kanunu’nda özel olarak bankacılık zimmeti suçunun düzenlendiği ifade edilmiştir. Bkz. Nazmiye Özenbaş, “Türk Hukukunda Bankacılık Zimmeti Suçu, International Conference on Eurasian Economies (1-3 July 2014, Skopje-Macedonia)”, Y. 2014, s. 3. 2 Devrim Güngör, “5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nda Zimmet Suçu”, Ankara Barosu Dergisi, Y. 67, S. 4, Güz 2009, s. 23. TCK’da düzenlenen zimmet suçunun ancak kamu görevlisi sıfatına sahip kişiler tarafından işlenebilmesinin bu suçu, herkes tarafından işlenebilen güveni kötüye kullanma suçundan ayırdığı; zimmet suçunun kısmen farklı bir biçimde Bankacılık Kanunu’nda düzenlenmiş olmasının da bu suçu hem TCK’da düzenlenen zimmet suçundan hem de güveni kötüye kullanma suçundan ayırdığı, dolayısıyla Bankacılık Kanunu’nda düzenlenen zimmet suçunun, TCK’da düzenlenen zimmet ve güveni kötüye kullanma suçlarına göre özel hüküm niteliğinde olduğu ifade edilmiştir. Bkz. Güngör, “Zimmet Suçu”, s. 23. Bankacılık zimmeti suçunun özel olarak düzenlenmemiş olması durumunda, söz konusu suça vücut veren fiillerin güveni kötüye kullanma suçu veya dolandırıcılık suçunu oluşturacağı, nitekim yargı kararlarında mülga 4389 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce bu türden fiilleri işleyenlerin güveni kötüye kullanma suçundan sorumlu tutuldukları belirtilmiştir. Bkz. Güneş Okuyucu Ergün, Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, 1. Baskı, Ankara 2008, s. 147; Eralp Özgen, “Bankalar Yasasında Yer Alan Adli Suç ve Cezalar”, Bankacılık Dergisi, S. 39, Y. 2001, s. 43; Süheyl Donay, Bankacılık Ceza Hukuku, 1. Baskı, İstanbul 2007, s. 107. “6219 sayılı Türkiye Vakıflar Bankası Anonim Ortaklığı Kanununun 1 inci maddesinde, Türkiye Vakıflar Bankası Türk Anonim Ortaklığı adı ile hususi hukuk hükümlerine tabi olmak üzre bir banka kurmak için Vakıflar Umum Müdürlüğüne selahiyet verildiğinin yazılı olmasına; 17’nci maddesinde, banka ve kuracağı ortaklıkların personelinin hususi hukuk hükümlerine tabi olup 3659 sayılı kanunun banka ve ortaklıkları hakkında uygulanmayacağının belirtilmiş bulunmasına ve 18’nci maddesinde de, 1050 - 2490 ve 3460 sayılı yasalar ile bunların ek ve tadillerinin banka ve ortaklıkları hakkında keza uygulanmayacağının açıklanmış olmasını ve mezkur anonim şirketin mal ve paraları aleyhine suç
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1