70 Bankacılık Zimmeti Suçu Bankacılık zimmeti suçu, zimmete geçirme fiilinin gerçekleştiği an ve yerde tamamlanan bir ani78 suçtur. Suçun tamamlanabilmesi için bir zararın varlığı gerekli değildir.79 Failin zimmete geçirme davranışının neticesinde bir sonuç doğması aranmadığından suç neticesiz bir suçtur.80 Banka çalışanının zimmetine geçirdiği misli malı, kasa/hesap kapama tarihinden önce yerine koyması durumunda zimmet suçunun oluşup oluşmayacağı tartışmalıdır. Banka mensubunun görevi gereği zilyedi bulunduğu malı şahsi amaçları doğrultusunda kullandığı anda suç da tamamlanacağından, malın kasa/hesap kapama tarihinden önce yerine konulmasının suçun tamamlanmasıyla ilgili olmadığı düşünülmektedir.81 Aksinin kabulü, hesap/kasa kapama tarihinden önce lendirmelerin teminata bağlanıp bağlanmadığı belirlenmelidir. İpoteğin krediyi karşılıyor olması durumunda zimmet suçunun oluşmayacağı kabul edilmeli, karşılamayan miktarın zimmet teşkil edeceğinden hareketle fiile vasıf verilmeli, haklarında kamu davası açılsın ya da açılmasın bu işlemin banka yönetiminin zimmet sorumluluğu kapsamında olduğu gerçeğinden hareketle eylemler yorumlanmalı ve yargılaması sürdürülen sanıkların her bir kredilendirmedeki sorumluluğu somutlaştırılmalı, konumlarına ve etkinliklerine göre zimmet suçunun asli faillerini azmettiren veya bu fiillere asli ya da fer’i düzeyde iştirak eden olduklarının kabulüyle değerlendirme yapılmalıdır. Soruşturma öncesinde kendiliğinden ve iyiniyetle yapılan ödemelerin zimmet suçu ödemesi olmadığı benimsenerek zarar hesabına dahil edilmemesi sağlanmalı, soruşturmadan sonra yapılan ve ipotekle karşılanmayan değerlere ilişkin bulunan ödemelerin ise zimmet suçu ödemesi olduğu kabul edilmelidir” (Yargıtay CGK., E. 2004/11-158, K. 2005/58, 31.05.2005) Bkz. http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/cgk-2004-11-158.htm (01.09.2023) 78 Özenbaş, s. 9. Gayri nakdi krediler yoluyla işlenen bankacılık zimmeti suçunun mütemadi suç olduğu görüşü için bkz. Özgenç, Zimmet, s. 86. 79 Okuyucu Ergün, Zimmet Suçu, s. 163; Özenbaş, s. 6; Turabi, s. 186; Özbek/Doğan/ Bacaksız/Tepe, s. 1045; Özgenç, Ekonomik Çıkar, s. 145. Yargıtay’ın aksi yönde kararları mevcuttur. “Zimmet suçu; sanığın görevi gereği ve yasal olarak kendisine tevdi olunan malları haksız bir şekilde mal edinmesiyle oluşur. Bunun için maledinme sonucunda failin malvarlığındaki artış kadar, mağdur tarafın zarara uğraması veya zarar olasılığıyla karşı karşıya kalması koşuldur. Zarar doğurmayan veya zarar olasılığı bulunmayan eylemlerin zimmet olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.” (Yargıtay 5. CD., 2862/3834, 21.10.1998) Bkz. Gökcen, s. 2683. 80 Artuk/Gökcen/Yenidünya, s. 792. 81 Aynı yönde görüş için bkz. Güngör, “Zimmet Suçu”, s. 26. “Sanığın çalıştığı bankanın mudilerinin hesaplarından çeşitli tarihlerde usulsüz çektiği paraları kullandıktan kısa süre sonra yatırmak suretiyle iade ettiği ve durumun daha sonra olağan denetim esnasında ortaya çıktığı anlaşıldığından sanık hakkında kullanma zimmetinden hüküm kurulması gerekir” (Yargıtay 5. CD., E. 1999/84, K.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1