Türkiye Barolar Birliği Dergisi 169. Sayı

73 TBB Dergisi 2023 (169) Atacan KÖKSAL C. Manevi Unsur Bankacılık zimmeti suçunun oluşumu için genel kast yeterli olup;93 suçun taksirli biçimine yer verilmemiştir.94 Bu itibarla, failin dikkatsiz ve özensiz davranışları dolayısıyla sorumluluğu altındaki zimmete konu malın azalması ve hatta faillerin bu azalmanın ortaya çıkmaması için bazı hileli hareketlerde bulunması, söz konusu fiilin ayrı bir suç oluşturması durumu saklı kalmak üzere, zimmet suçuna vücut vermez.95 Failin, fiili gerçekleştirirken herhangi bir amaçla hareket etmesi gerekmediğinden özel kast96 aranmamaktadır. Bu suçta kast, failin görevi nedeniyle zilyet olduğu malı, kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmeyi bilmesi ve istemesidir. Failin, zilyedin tam olarak ne tür tasarruflarda bulunabileceğini bilmesi gerekmeyip; görevi nedeniyle zilyet olduğu şeyi yanlış yerde kullandığını ve zilyet olduğu şey üzerinde malik tarafından gerçekleştirilebilecek tasarruflarda bulunduğunu bilmesi yeterlidir.97 Suçun oluşabilme93 “Zimmet suçunun manevi unsuru umumi kasttır. Bu suçta ayrıca özel kast aranmaz. Memur veya memura benzetilenin kendisine görevi sebebiyle tevdi edilmiş bulunan para veya para hükmündeki eşya ve emvali hesabına geçirmesi veya mal edinmesiyle zimmet suçu oluşur.” (Yargıtay 5. CD., 3190/3530, 28.10.1980) Bkz. Erman/Özek, s. 35, dn. 6. 94 Okuyucu Ergün, Zimmet Suçu, s. 164; Özgen, s. 45; Güngör, “Zimmet Suçu”, s. 26. “…İçme suyu için alınan paraların hata sebebiyle kayıtsız olarak sanık üzerinde kaldığı anlaşıldığına göre kasti suçlardan olan zimmette kastın ne suretle teşekkül ettiği gösterilmelidir” (Yargıtay 5. CD., 3558/4186, 11.08.1959) Bkz. Artuk/Gökcen/Yenidünya, s. 805, dn. 46. 95 Artuk/Gökcen/Yenidünya, s. 805. 96 Madde metninde failin açıkça herhangi bir amaçla hareket etmesinin aranmadığı zimmet suçunda, Yargıtay’ın geçmişten beri verdiği kararlarında mal edinme, zimmete geçirme, temellük veya haksız çıkar sağlama kastını aranması öğretide eleştirilmiştir. Bkz. Erman/Özek, s. 35. “2860 sayılı Yardım Toplama Kanununun 28. maddesinin “Yardım toplama faaliyetinden elde edilen mal ve paralar, devlet malı sayılır. Bunlara karşı suç işleyenler devlet memuru gibi cezalandırılır” hükmü karşısında, suça konu paranın kişisel ya da siyasal çıkar sağlamak için sarf ve istihlak edilmesi halinde, TCK’nın 202 ve sonraki maddelerinde düzenlenen zimmet suçunun oluşacağı, buna göre yargılama yapmak ve delilleri takdir etme görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait bulunduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekir.” (Yargıtay 11. CD., E. 1996/563, K. 1996/562, 13.05.1996) Bkz. http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/11cd-1996-563.htm (01.09.2023) 97 Okuyucu Ergün, Zimmet Suçu, s. 105. Mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu m. 22/3 bakımından, kanunda bir açıklık bulunmamasına karşın Yargıtay’ın zimmet

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1