Türkiye Barolar Birliği Dergisi 169. Sayı

75 TBB Dergisi 2023 (169) Atacan KÖKSAL VI. SUÇA ETKİ EDEN NEDENLER A. Ağırlaştırıcı Neden Bankacılık Kanunu’nun 160/2. maddesinde, “Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde faile on iki yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası verilir; ancak, adli para cezasının miktarı bankanın uğradığı zararın üç katından az olamaz. Ayrıca meydana gelen zararın ödenmemesi hâlinde mahkemece re’sen ödettirilmesine hükmolunur” şeklinde düzenlenen hüküm, ağırlaştırıcı bir özel nedendir.102 Söz konusu ağırlaştırıcı nedenin uygulanabilmesi için, zimmet fiilinin hileli davranışlarla103 gerçekleştirilmesi şart olup; hile, malın zilyetliğini elde etmek ya da tamamlanmış zimmet fiilinin saklanması amacıyla yapılmamaktadır.104 102 Söz konusu hükmün, bağımsız bir suç mu olduğu yoksa cezayı ağırlaştırıcı neden mi olduğu tartışılmıştır. Hem TCK m. 247/2’de hem de Bankacılık Kanunu m. 160/2’de fiil ayrıca tanımlanmadığı gibi suçun basit haline atıfla oluşturulduğu görülmektedir. Bkz. Okuyucu Ergün, Zimmet Suçu, s. 114-115. Mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nda düzenlenen bankacılık zimmeti suçu bakımından da aynı ağırlaştırıcı nedenin düzenlendiği, bunun “ihtilas” olarak adlandırıldığı, ihtilasın müstakil bir suç olmadığı ve zimmet suçunun nitelikli hali olduğu ifade edilmiştir. Bkz. Özgen, s. 45. “Sanığın dört adet makbuzda, mükellefe verdiği nüshadaki miktar ile dairede kalan makbuza yazdığı miktar arasındaki fark olan 171.818.000 lirayı zimmetine geçirmesi eyleminin müteselsil nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu ancak, bir makbuzun miktarını irsaliyeye eksik beş makbuzu da irsaliyeye hiç kaydetmeyip, vezneye intikal ettirmeyerek, 109.675.000 lirayı zimmetine geçirdiği olayda, zimmetin kurum içi bilgi ve belgelerle ortaya çıkacağı sebebiyle basit zimmete niteliğinde olduğu ve TCK’nın 202. maddesinde belirtilen ağır para cezalarının basit ve nitelikli olarak zimmete geçirilen miktarlar üzerinden ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği gözetilmeden sanığa fazla para cezası tayini” (Yargıtay 5. CD., E. 2001/3907, K. 2002/1676, 18.03.2002) Bkz. http://www.kazanci.com/ kho2/ibb/files/5cd-2001-3907.htm (02.09.2023) 103 Maddede yer alan hilenin, TCK’nın diğer maddelerinde (m. 157, m. 235) kullanılan hile terimiyle aynı anlama sahip olduğu hususunda bkz. Artuk/Gökcen/ Yenidünya, s. 798. Hileli davranışa, failin zimmet yaptığı hesaba ilişkin banka nezdinde bulunan yazılı ve sistemsel bilgileri değiştirmesi veya yok etmesi, çeşitli muhasebe hileleri kullanarak zimmet yaptığı paranın izini kaybettirmesi gibi davranışlar örnek gösterilmiştir. Bkz. Özenbaş, s. 7. 104 Okuyucu Ergün, Zimmet Suçu, s. 111; Güngör, “Zimmet Suçu”, s. 26. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nda, mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu’ndan farklı olarak “dairesini aldatacak” şeklinde bir ifade yer almadığından, suçun nitelikli halinin gerçekleşmesi için, failin hileli hareketlerde bulunmasının yeterli olacağı ifade

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1