80 Bankacılık Zimmeti Suçu VII. SUÇUN ORTAYA ÇIKIŞ BİÇİMLERİ A. Teşebbüs Zimmet suçu, neticesiz suçlardan olmasına rağmen, zimmete geçirme davranışının harekete bölünebildiği durumlarda teşebbüs mümkün olabilir.119 Örneğin, kendisine tevdi edilmiş senetleri başkasına ciro edip henüz devrini gerçekleştirmeden yakalanan banka çalışanının eylemi teşebbüs kapsamında değerlendirilebilecektir.120 Failin zimmet suçunun icra hareketlerine başladıktan sonra, bu hareketleri tamamlamaktan vazgeçmesi durumunda gönüllü vazgeçmeden yararlanabilmesi mümkündür. Özel ceza kanunları bakımından da uygulama alanı bulan TCK m. 36’ya göre, failin zimmet suçuna ilişkin davranışı tamamlamaktan vazgeçmesi halinde, bu aşamaya kadarki hareketleri başka bir suçu oluşturmadıkça cezalandırılamayacaktır. B. İştirak Bankacılık zimmeti suçu, yukarıda açıklandığı üzere bir özgü suç olduğundan, özgü suça ilişkin iştirak kuralları geçerli olacaktır. TCK m. 40/2’deki, “Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur” hükmü uyarınca sorumluluk belirlenecektir. Ancak belirtilmelidir ki, özgü suça ait tipik davranışın mutlaka gerekli nitelikleri taşıyan kimse tarafından gerçekleştirilmesinde mantıki bir zorunluluk yoktur. Gereken niteliklere sahip kimsenin, özgü suçun tipik davranışını şahsen gerçekleştirmesi, sadece “kendi eliyle gerçekleş119 Erman/Özek, s. 28; Artuk/Gökcen/Yenidünya, s. 806; Gökcen, s. 2690; Özenbaş, s. 6. Mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nda düzenlenen bankacılık zimmeti suçu bakımından, malın mülkiyete geçirilmesinden önceki aşama olan elde bulundurma suç teşkil etmediği için bu suça teşebbüsün mümkün olmadığı yönündeki görüş için bkz. Özgen, s. 46. “Depo memuru olan sanığın denetim ve sorumluluğundaki orman emvalini faydalanmak için usulsüz olarak depodan çıkarıp başkasına ait hızar atelyesine sevk ettiği sırada ihbar üzerine izlenip emval kamyondan indirilmeden yakalanması eylemi zimmete eksik teşebbüs suçunu oluşturur.” (Yargıtay 5. CD., E. 1991/5125, K. 1992/405, 05.02.1992) Bkz. http://www.kazanci.com/ kho2/ibb/files/5cd-1991-5125.htm (02.09.2023) 120 Donay, s. 110.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1