Türkiye Barolar Birliği Dergisi 169. Sayı

84 Bankacılık Zimmeti Suçu uğradığı zarar, malın fiilin gerçekleştirildiği tarihteki değerine göre belirlenecektir.134 Bankacılık Kanunu m. 160/5, “Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen para veya para yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilir” şeklinde; m. 160/6, “Kovuşturma başlamadan önce,135 gönüllü olarak, zimmete geçirilen para veya para yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın yarısı indirilir. Bu durumun hükümden önce gerçekleşmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte biri indirilir” şeklinde düzenlenmiştir.136 Görüldüğü üzere, bankacılık zimmetiyle ilgili yürütülen ceza muhakemesinin evresine göre etkin pişmanlık nedeniyle cezadan indirim oranı değişmektedir.137 elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançların müsaderesine karar verileceği, müsadere kararı verilebilmesi için maddi menfaatin suçun mağduruna iade edilmemesi gerektiği, bu açıdan Bankacılık Kanunu’nun 160. maddesinde düzenlenen zararın ödenmesinin müsadere niteliğinde olmadığı ifade edilmiştir. Zararın mahkemece ödettirilmesi durumunda kazanç müsaderesine karar verilemeyeceği de belirtilmiştir. Bkz. Donay, s. 110-111; Özenbaş, s. 8. 134 “Sanıkların bir kısım müşterilere ait döviz hesaplarından zimmetlerine geçirdikleri miktarların mal edinme tarihlerindeki Merkez Bankası efektif döviz satış kurlarına göre zimmetin Türk Lirası karşılığının hesaplanması gerektiğinin gözetilmemesi” (Yargıtay 7. CD., E. 2004/3661, K. 2005/10299, 30.06.2005) Bkz. http:// www.kazanci.com/kho2/ibb/files/7cd-2004-3661.htm (01.09.2023) 135 Soruşturma evresindeki etkin pişmanlığın bir üst fıkrada düzenlendiğinden hareketle, anılan fıkranın kovuşturma evresinde uygulanması gerektiği görüşü için bkz. Donay, s. 117. 136 Soruşturma başlamadan önce zararın nasıl hesaplanacağı hususu belirsizdir. Aynı durum soruşturmanın başlamasından sonra, zararın hesaplanmasının Cumhuriyet savcısına mı yoksa sulh ceza hakimine mi ait olduğu noktasında da ortaya çıkmaktadır. Belirtilen durum öğretide eleştirilmiştir. Bkz. Donay, s. 117. 137 Bankacılık zimmeti suçunda gerçek zarar miktarının ortaya çıkartılmasının uzun zaman aldığı, bu gibi olaylarda banka sahipleri ile TMSF arasında yapılan görüşmelerin uzun sürmesi sebebiyle, ödeme iradesinin ortaya çıkmasından çok uzun süre sonra uzlaşmanın sağlanabildiği, bu arada da muhakeme sürecinde aşama kaydedilerek soruşturma evresinde kovuşturma evresine geçilebileceği dikkate alındığında, etkin pişmanlık hükümlerini uygularken indirimin hangi evreye göre tayin edilmesi gerektiği tartışılmıştır. Başka bir ifadeyle bu gibi hallerde ödeme iradesinin ilk ortaya konulduğu tarihin mi yoksa uzlaşmanın sağlandığı tarihin mi dikkate alınması gerektiği tartışmalıdır. Burada, ödeme iradesinin ilk ortaya çıktığı

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1