86 Bankacılık Zimmeti Suçu ğer koşullarının bulunması şartıyla, başka bir kimse tarafından yapılan ödeme veya iade halinde de failin bu hükümden yararlanabilmesi mümkündür. Etkin pişmanlık olarak yukarıda açıklandığı üzere, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya tamamen tazmin edilmesi halinde, bu durum soruşturma başlamadan gerçekleşirse faile cezanın 2/3’ü; kovuşturma başlamadan önce gerçekleşirse cezanın yarısı, hükümden önce147 gerçekleşmesi halinde ise cezanın 1/3’ü indirilecektir. Malın değerinin azlığı halinde ise, verilecek ceza 1/3’ünden yarısına kadar indirilecektir.148 Bankacılık Kanunu m. 160/1’de, “bankanın uğradığı zararı tazmine mahkûm edilirler” hükmü ile m. 160/2’de, “Ayrıca meydana gelen zararın ödenmemesi halinde mahkemece re’sen ödettirilmesine hükmolunur” hükmü düzenlenmiştir. 5271 sayılı CMK uyarınca şahsi hak davalarının ceza mahkemelerinde görülmesi mümkün olmamakla birlikte, Bankacılık Kanunu, CMK’ya göre özel nitelikte bir kanun olduğundan, bu ilkenin bir istisnası olarak görülmelidir. Buradaki zadayanması, failin arzusu ve bilgisi dışında yapılan ödemenin varlığı halinde söz konusu hafifletici nedenin uygulanmaması gerektiği ifade edilmiştir. Bkz. Erman/ Özek, s. 43. Failin bizzat ödemede bulunmasını engelleyici sebeplerin bulunması halinde (tutukluluk, hastalık vb.), onun bilgisi ve iradesi dahilinde başka kimse tarafından gerçekleştirilen iadenin de yeterli kabul edilmesi gerektiği görüşü için bkz. Baba, s. 266. 147 Maddede yer alan “hükümden önce” ifadesinden, hükmün tefhiminden önce şeklinde anlaşılması gerektiği belirtilmiştir. Zira maddede, hükmün kesinleşmesi gibi bir ifadeye yer verilmediğinden, hükmün hukuken hüküm ve sonuç doğurduğu bu anın esas alınması gerekmektedir. Bkz. Erman/Özek, s. 43; Okuyucu Ergün, Zimmet Suçu, s. 127; Hafızoğulları/Özen, Devlete Karşı, s. 19. “Hükümden evvel ibaresi hükmün tefhiminden öncesinde anlamına gelir.” (Yargıtay 5. CD., 5532/5610, 27.12.1985) Bkz. Erman/Özek, s. 43, dn. 14. “Hükümden önce” ifadesinden anlaşılması gerekenin, suçsuzluk karinesi gerekçesiyle kesin hükümden önce şeklinde anlaşılması gerektiğine ilişkin görüş için bkz. Özgen, s. 46. Bir diğer görüş ise, maddede yer alan “hükümden önce” ifadesiyle, yerel mahkemenin vereceği ilk hükmün anlaşılması gerektiği ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasının ardından yeniden yapılan yargılama sırasında etkin pişmanlıktan yararlanılmasının mümkün olmadığı yönündedir. Bkz. Baba, s. 275. 148 İndirim yapılacak cezanın hangi ceza olduğu hususunda öğretide, cezanın aşağı ve yukarı hadleri belirtilmişse, aşağı haddinin yarısının indirileceği; sabit bir ceza öngörülmüşse somut olarak o cezanın yarısının indirileceği ifade edilmiştir. Bkz. Donay, s. 118.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1