Türkiye Barolar Birliği Dergisi 170.Sayı

90 Çerçeve Kanunun/Maddenin İlgası Değiştirilen Hükmü Yürürlükten Kaldırır mı? ledilmiş olsa bile- çerçeve hüküm de iptalden etkilenir. Bu düşüncemiz iptalin ilgayla aynı hüküm ve sonuçları doğurduğu kabulü bakımından çelişkili görülebilir.62 Ancak burada yürürlükteki hukuka uygun hükümleri ortadan kaldıran ilgadan farklı ve istenmeyen bir durum olarak kanunun tümünün anayasaya aykırılığı söz konusudur. Bu itibarla kamu yararı ve kamu düzeni gerektirdiğinden, hatta zorladığından istisnai bir çözüm olarak iptalin çerçeve kanunun aktarılan hükmünü de kapsadığı kabul edilmelidir. Esasen Anayasa’nın da şekil bozukluklarına dayalı iptal davalarına ayrıca vurgu yaptığı da dikkate alınmalıdır.63 Öte yandan çerçeve kanunda içkin aracı kural da anayasaya uygun olmayabilir. Çerçeve kanunda aktarılması gerekenden çok farklı ve ilgisiz bir kanun adres gösterilmiş olabilir. Örneğin, taşımanın X kanunu yerine Y kanununa yapılacağının belirtilmesi hâlinde, yanlış yetkilendirmeden dolayı –esasta sakatlık bulunmasa bile- çerçeve hükmün anayasaya aykırı olduğu söylenebilir. Bu takdirde adresin geçersizliğinden dolayı çerçeve hükmün dava konusu edilmesi gerektiği kanaatindeyiz. İptal halinde taşıma maddesi yürürlükten kalkar. Esasen bu durumda yanlış yere transfer edilmiş olan normun uygulanmasına imkân olmadığını söyleyelim. Adreste hata sebebiyle hükmün yerine işlenememesi hâlinde zaten norm aktarılamamış olduğundan, iptalden dolayı doğal olarak çerçeve maddenin tümü yürürlükten kalkar. Bize göre, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının ileriye dö62 Aslında iptal geçmişe yürüyerek işlemi hiç yapılmamış gibi ortadan kaldırdığından ilgadan farklıdır. Ancak AY m. 153/V’de Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kabul edildiğinden son tahlilde ikisi de aynı sonucu doğurmaktadır, Yılmaz, s.38 vd. 63 Şekil yönünden denetimi önemseyen ve öncelik veren Anayasa’ya göre, “Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı (…) hususları ile sınırlıdır. Şekil bakımından denetleme, Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir. Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren on gün geçtikten sonra, şekil bozukluğuna dayalı iptal davası açılamaz; def’i yoluyla da ileri sürülemez (m.148/ II)”. “Şekil bozukluğuna dayalı iptal davaları Anayasa Mahkemesi’nce öncelikle incelenip karara bağlanır (m.149/IV)”. “Kanunların, (…) veya bunların belirli madde ve hükümlerinin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’nde doğrudan doğruya iptal davası açabilme hakkı, Cumhurbaşkanına, Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubuna ve üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyelere aittir (m.150)”.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1