91 TBB Dergisi 2024 (170) Celâl IŞIKLAR nük hüküm ve sonuç doğurduğu dikkate alındığında, herhangi bir pozitif düzenleme olmayan bu iki halde çerçeve hükmün askıda geçerli olduğunu kabul etmek gerekir. SONUÇ Başka bir kanunun hükümlerini değiştiren ve kimi zaman –kanaatimizce hatalı olarak- atıf normu da denen çerçeve kanunların kod kanunlara işlenmeyen veya müstakilen yürürlükte kalan kendine ait hükümlerinin ilgasının önünde hiçbir engel bulunmaktadır. Bu tamamen kanun koyucunun takdirine kalmıştır. Ancak özellikle bazı torba kanunlarla kod kanunların tümüyle ve topluca ilgası ve iptali halinde, başka kanunlarda değişiklik yapan çerçeve kanun ve madde hükümlerinin de yürürlükten kalktığı düşünülebilir. Nitekim bazı yargı kararlarında çerçeve normun ilgasının aktarma yaptığı öteki kanunun hükmünü de etkilediğine, daha açık ifadeyle ortadan kaldırdığına hükmedilmiştir. Bunun metnin şekli bakıştan ve lafzi yorumdan kaynaklandığı söylenebilir. Ne var ki bu yaklaşım birçok probleme yol açabilecek mahiyettedir. Ayrıca değiştirilen her bir hükmün birden ve topluca yürürlükten kaldırıldığı kabul edilirse hukuki güvenliği tehlikeye sokan bir karmaşa çıkabilir. Buna 20’den fazla kanunun 100’e yakın hükmünü değiştiren 6586 sayılı Kanun’un 703 sayılı KHK ile ilga edilmesini örnek verebiliriz. Bize göre çerçeve hükmün ilgası eklenen ve/veya değiştirilen hükmü yürürlükten kaldırmamaktadır. Zira aslında çerçeve kanun “maddeleri çerçeveli olan” kanundur. Çerçeve kanun normatif bakış açısından iç içe geçmiş, illi yönden birbirine bağlı iki emir ve önerme içerir. Biri tırnak içindeki asıl normu çerçeve hükümden koparan ve “değiştirilmiştir/eklenmiştir” şeklinde ifade edilen taşıyan/aktaran/aracı kuraldır. İkincisi ise başka bir kanuna eklenmesi istenen ek madde veya değişik asıl kuraldır. Aracı kural yürürlüğe girmekle hemen, tek seferde ve bir defaya mahsus uygulanır. Yasama organının açık iradesi gereği değişik ve asıl (tırnak içindeki) norm öteki kanuna temelli transfer edilir. Artık yeni aracına nakledilen bu kural işin tabiatı ve mantığı gereği taşındığı kanunun cüzü olarak hüküm ifade ve icra eder. Bir mektup veya ileti gibi öteki kanuna ulaşmakla öteki kanunun malı olmuş, geriye işlevini yitirmiş zarf (kanunun çerçevesi) kalmıştır. Bu itibarla öteki kanunun tamamen ilgası hâlinde çerçeve norm da hükümsüz hâle gelir.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1