Türkiye Barolar Birliği Dergisi 170.Sayı

128 Katı Atıkların Toplanması, Bertarafı veya Değerlendirilmesi Konulu İmtiyaz Sözleşmeleri mesini üstlendiği fabrika, işletme veya tesisin işleyebilmesi için gerekli olan mallar idareye zorunlu ve bedelsiz olarak geçmelidir. Çünkü imtiyaz sözleşmesinin temel mantığı bir kamu hizmetinin kurulumunun özel şirketçe gerçekleştirilmesi, sözleşme sona erene kadar özel şirketin kamu hizmeti faaliyetinden kazanç elde etmesi ve sözleşme süresinin dolmasıyla birlikte idarenin işlemekte olan bir kamu hizmetini devralmasıdır. Dolayısıyla yokluğunda kamu hizmetinin görülmesi imkansızlaşacak malların özel şirketçe götürülmesi imtiyaz sözleşmesinin mantığına uygun olmayacaktır. Buna karşılık özel şirketin özel malları idareye geçmeyecektir. Örneğin, eğer özel şirket çöplerin toplanması veya taşınmasını üstlenmişse ve bunu şirkete ait motorlu taşıtlarla yapıyorsa bu motorlu araçların özel şirketin mülkiyetinde kalmaya devam etmesi gerekir. İmtiyaz sözleşmesinin ana konusunu oluşturmayan ek tesisat veya mütemmim cüz niteliğinde olmayan malların idareye zorunlu ve bedelsiz olarak geçmeyeceği kabul edilmelidir. Bu yönde bir kabulün mülkiyet hakkına daha uygun düşeceği açıktır. F. Sözleşmeden Doğan Uyuşmazlıklara Karşı Açılacak Davada Yargı Yolu İmtiyaz sözleşmesinin şartname kısmı kamu hizmetinin nasıl sunulacağına ilişkin tek taraflı genel düzenleyici işlemler olduğu için İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde iptal davası açmak için öngörülen “menfaat” şartını taşımak kaydıyla 3. kişilerin de şartnamenin iptali için dava açabileceğine dair öğretide görüş birliği vardır.99 İmtiyaz sözleşmesi kurulduktan sonra sözleşmeye dayanarak tam yargı davası açma ehliyeti yalnızca sözleşmenin taraflarına aittir. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde tam yargı davası açmak için aranan kişisel hakkın doğrudan muhtel olması şartını taşımak kaydıyla taraflar idari yargıda dava açıp tazminat isteyebilirler. İmtiyaz sözleşmesinin anlaşma kısmının iptali için 3. kişilerin iptal davası açıp açamayacakları konusunda öğretide tartışma vardır. Akdi hükümlere 3. kişilerin iptal davası açamayacağını savunan görüş şöyle temellendirilmektedir: Akdi hükümler tek yanlı işlemle kurulamamaktadır. Karşı tarafın iradesini gerektirdiği için iki yanlı bir işlemdir 99 Aslan, s. 21.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1