164 Belirsiz Alacak Davasında Davacı Vekili Avukatın Haksız Azli Halinde Avukatlık Ücreti: Karar İncelemesi Bu noktada avukatlık ücretini düzenleyen hükme bir kez daha bakılmalıdır. Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin dördüncü fıkrasında, “…değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir” denmektedir. Buna göre, akdi vekâlet ücretine ilişkin bir sözleşme bulunmaması halinde bu ücret dava değeri üzerinden belirlenir. Ancak önemle belirtmek gerekir ki tek ölçüt bu değildir. Hükümde de açıkça ifade edildiği üzere, ücret belirlenirken avukatın emeği de dikkate alınmalıdır. Oysa kararda, konuya tamamen bir matematik problemi gibi yaklaşıldığı, avukat tarafından üstlenilen hukuki yardımın özellikleri ile avukatın emeği dikkate alınmaksızın yalnızca harçlandırılmış dava değeri üzerinden hüküm kurulduğu görülmektedir.110 Bu durumda, avukatın davayı açtıktan bir gün sonra azledilmesiyle bir yıl sonra azledilmesi arasında ücret yönünden bir fark yoktur. Haklı azil halinde dahi avukata emek ve mesaisine karşılık gelen adil bir ücretin ödenmesi gerektiği yönünde Yargıtay kararları mevcuttur.111 Kaldı ki burada avukatın haksız azli söz konusudur. Yargıtay’ın konuya yaklaşımının tamamen yanlış olduğunu söyleyemeyiz. Ancak 110 Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesinin ikinci fıkrası 22.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’la değiştirilmiş ve üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Yapılan kanun değişikliğinden sonra da Yargıtay’ın konuya bir matematik problemi gibi yaklaşmaya devam ettiği, davanın niteliğini gözetmeden, belirsiz alacak davası ile kısmi dava arasında herhangi bir ayırım yapmadan haksız azil halinde yalnızca azil tarihi itibariyle harçlandırılmış dava değeri üzerinden avukatlık ücreti hesabı yaptığı görülmektedir. Örneğin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.03.2021 tarihli ve E. 2018/ (13) 3-940 K. 2021/350 sayılı kararında, davanın türü dikkate alınmaksızın ve belirsiz alacak davası yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın, yine genel geçer bir şekilde, azil tarihi itibariyle dava değerinin, azil tarihi itibariyle davada harcı yatırılan değer başka bir deyişle harçlandırılmış dava değeri olduğu belirtilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na göre, nasıl ki yargılama giderlerinden olan ve davada haksız çıkan taraf aleyhine hükmedilen karşı taraf vekâlet ücreti harcın yatırıldığı değer üzerinden belirlenmekte ise Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen ve yüzde on ile yüzde yirmi arasında takdir edilen akdi vekâlet ücretinin de davanın müddeabihi başka bir deyişle davada harcın yatırıldığı değer üzerinden hesaplanması gerekir (www.legalbank.net, erişim tarihi: 14.10.2023). 111 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.09.1987 tarihli ve 3-186/657 sayılı kararı (Sungurtekin Özkan, s. 213, dn. 187).
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1