185 TBB Dergisi 2024 (170) Ahmet Ertan YILMAZTEKİN HMK’da yer alan düzenleme incelendiğinde tüzel kişilerin adli yardımdan yararlanması hususunda kanun koyucunun bir sınırlama getirdiği görülmektedir.39 Adı geçen düzenlemeye göre tüzel kişilerde sadece kamuya yararlı dernekler40 ve vakıflar41 adli yardımdan yararlanabilirler (HMK m.334/2). İlgili düzenleme çerçevesinde kanunda öngörülen şartlar gerçekleştiği takdirde sadece kamuya yararlı dernekler ve vakıflar adli yardım talebinde bulunabilirler.42 Doktrinde 39 HMK’nın yürürlüğe girmesinde önce yürürlükte bulunan HMUK’un 465’inci maddesi “kendisiyle ailesini meişetçe ehemmiyetli zarurete düşürmeksizin masarifi lazimeyi kısmen veya tamamen ifadan aciz olan kimselerle müessesatı hayriye iddia ve müdafaalarında veya icraya ve ihtiyati tedbirlere müracaatlarında haklı olduklarına dair delil gösterirlerse müzahereti adliyeye nail olabilirler.- Ecnebilerin müzahereti adliyeye nail olabilmeleri muamelei mütekabilenin cari olduğunun ispat edilmesine mütevakkıftır” şeklindeydi. İlgili tüzenlemede tüzel kişiler için adli yardım başvurusu kural olarak öngörülmemişti. Bu kuralın istinası müessesatı hayriye yani hayır kurumlarıydı. Bu düzenleme dikkate alındığında sadece hayır amaçlı hareket eden tüzel kişilerin adli yardımdan yararlanabileceği sonucu ortaya çıkmaktaydı. Tüzel kişilerinin hayır kurumu olup olmadığı veya bu niteliği taşıyıp taşımadığı hâkim karar vermekte, bu konuda hâkime takdir yetkisi verilmişti. HMK’nın yürürlüğe girmesiyle tüzel kişilerden sadece kamuya yararlı derneklerin ve vakıfların yararlanacağı açıkça düzenlenmiştir. Detaylı bilgi için bkz. Akbal, “Medeni Yargılama Hukukunda Adli Yardım”, s. 152-153; Taşkın, “Adli Yardımın İşlevi ve Yardım Giderlerinin Geri Alınma Zamanı”, s. 839; Atalay, “Medenî Usûl Hukukunda Adlî Yardım”, s. 57. 40 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 27’nci maddesine göre, “Kamu yararına çalışan dernekler, Cumhurbaşkanı kararıyla tespit edilir”. Bir derneğin kamu yararına çalışan derneklerden sayılması için aranan şarlar Dernekler Yönetmeliği’nin 49’uncu maddesinde düzenlenmiştir. Adı geçen düzenlemeye göre bir derneğin kamuya yararlı dernek sayılması için, “en az bir yıldan beri faaliyette bulunması, son bir yıl içindeki 200.000 Türk Lirasını geçen alım ve satım işlemlerinin rekabet koşullarına uygun yapılması, amacı ve gerçekleştirdiği faaliyetlerin, üyelerinin dışında yerel, ulusal veya uluslararası düzeyde toplumun ihtiyaç ve sorunlarına yönelik çözümler üretecek ve toplumsal gelişmeye katkı sağlayacak nitelikte olması, yıl içinde elde ettiği gelirin en az yarısının bu amaçla harcanması, sahip olduğu mal varlığının ve yıllık gelirinin tüzüğünde belirtilen amacı gerçekleştirecek düzeyde olması gerekir”. 41 Kamuya yararlı vakıf statüsü elde etmek için, vergi muafiyeti statüsüne sahip olmak gerekir. Bu nedenle, kamuya yararlı vakıf statüsü aslında vergi muafiyeti statüsüdür. 4962 sayılı kanunun 20’nci maddesine göre, “Gelirlerinin en az üçte ikisini nev’i itibarıyla genel, katma ve özel bütçeli idarelerin bütçeleri içinde yer alan bir hizmetin veya hizmetlerin yerine getirilmesini amaç edinmek üzere kurulan vakıflara, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınabilir”. Bkz. Pekcanıtez/ Özekes/Akkan/Taş Korkmaz, Medenî Usûl Hukuku, s. 2416. 42 “Davalı vekilinin adli yardım talebini içeren dilekçesi ve dosya kapsamındaki belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; Adli yardımdan yararlanacak kişi-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1