Türkiye Barolar Birliği Dergisi 170.Sayı

254 Pay Sahiplerinin Şirket Zararı Nedeniyle Yönetim Kurulu Üyelerine Karşı Açtıkları Sorumluluk Davalarındaki Hukukî Statüsü ve Bu Davalarda Alınan İlâmların İcrası Pay sahibinin bu ilâmı icraya koyabilmesi, her şeyden evvel cebrî icra hukukunun temel ilkelerinin ve temel hakların tabiî bir sonucudur. Bu noktada ilâmın icrasının hangi esaslar dâhilinde yerine getirileceğinin incelenmesi gereklidir. Mesele, ilk olarak doktrinde ağırlıklı olarak kabul edilen dava yetkinliği görüşü çerçevesinde ele alınacaktır. Yukarıda incelemiş olduğumuz dava yetkinliği hâllerini, dava yetkininin icra takibine girişme hususundaki yetkisi bağlamında değerlendirdiğimizde, kanundan doğan ve görevi gereği taraf olarak kabul edilen dava yetkinliği hâllerinde icra işlemleri yapılabileceğinin ilgili hükümde açıkça düzenlendiğini ortaya koymuştuk. Buradan TTK m. 555 hükmünde icraya ilişkin açık bir düzenlemenin bulunmaması nedeniyle, ilâmın pay sahibi tarafından icraya konulamayacağı sonucuna varmak isabetli olmayacaktır. Pek tabiî ki, hükümde bu konuda açık bir düzenleme olması tereddütleri giderebilecek idiyse de bu düzenlemenin olmaması da bir sorun teşkil etmeyecektir. Zira, bir kişinin dava yetkini olarak hukukî menfaati olduğu kabul edildikten sonra, dava sonucunda alacağı ilâmı bağımsız bir şekilde icraya koyamayacağını iddia etmek kurumun bünyesiyle bağdaşmayacağı gibi, medenî usûl hukuku ve icra hukukunda da hassasiyetle korunması gereken ilkeler olan etkin hukukî korunma hakkı başta olmak üzere temel haklara aykırılık teşkil edecektir. Öte yandan, İİK m. 120/II hükmü ile ilgili olarak Yargıtay’ın isabetli yaklaşımı da ihmâl edilmemelidir.125 Bu kararında Yargıtay maddede açıkça belirtilmese de İİK m.120/II hükmünün kapsamına icra takibini yürütme yetkisini de dahil etmiştir. O hâlde doktrindeki görüşler ve Yargıtay uygulaması doğrultusunda da TTK m. 555 hükmü çerçevesinde dava açan (ve doktrinde ağırlıklı olarak dava yetkini konumunda olduğu kabul edilen) pay sahibinin, aldığı ilâmı icraya koyabileceği sonucuna varılmaktadır. Hukukî sorunun dava yetkinliği görüşü kapsamında ele alınmasından sonra, yukarıda ortaya koymaya çalıştığımız alternatif yaklaşım126 çerçevesinde de meselenin ele alınması faydalı olacaktır. Bu alanlamına gelmektedir (Belgin Erdoğmuş, Hukukta Latince Teknik Terimler Özlü Sözler, 3. Baskı, İstanbul 2011, s. 72). 125 Bkz. yuk. dn. 120. 126 Bkz. yuk. II, A, 3, d.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1