256 Pay Sahiplerinin Şirket Zararı Nedeniyle Yönetim Kurulu Üyelerine Karşı Açtıkları Sorumluluk Davalarındaki Hukukî Statüsü ve Bu Davalarda Alınan İlâmların İcrası olmakla birlikte,133 icra aşamasında bu konuda çok çeşitli sorunlarla karşılaşılması ihtimal dahilindedir. Bu sorunların çözümü bakımından literatürde çeşitli öneriler tartışılmış ve zarar tamamen ödenmesine rağmen aynı zarara ilişkin olan diğer takiplere devam edilmesi durumunda İİK m. 72 hükmü de dikkate alınarak bir menfî tespit davası açılabileceği ileri sürülmüş; icra mahkemesinin ilâmların yorumu ve karşılaştırmasını yapamayacağı belirtilmiştir.134 Kanaatimizce, itfanın İİK m. 33 hükmü kapsamında kabul edilebilecek belgeler ile ispatlanması kaydıyla, icra mahkemesinin farklı ilâmlarda hükmedilen zararın aynı zarar olup olmadığı hususunu değerlendirmesi en uygun çözümdür. Şüphesiz ki buradaki değerlendirme, sınırlı (dar) ölçüde bir değerlendirme olacak; hükmün tavzihi boyutuna varacak ya da bu çizgiyi aşacak bir değerlendirme yapılmayacaktır. Bir başka ifadeyle, farklı pay sahipleri tarafından açılan birden fazla davada hükmedilen zararın birbirinin aynısı olup olmadığını (kısmen veya tamamen örtüşüp örtüşmediğini) icra mahkemesi hâkimi saptayabilir; zira esasen burada icra hâkimi tahmin ve takdir yoluyla hüküm fıkrasını değiştirmemektedir. İcra mahkemesinin, birden fazla ilâmda hükmedilen tazminatın aynı olup olmadığını saptayamadığı hâllerde, bu durum karara ilişkin bir sorundan kaynaklanabileceği gibi mahkemelerin takdirine ve ilgili yargılamanın gösterdiği hususiyete de bağlı olabilir. Kararlarda tavzih ile düzeltilebilecek bir hâl varsa tarafların tavzih talep etmesi; kararda kanun yolu incelemesini gerektiren bir hata varsa taraflarca kanun yoluna müracaat edilmesi gerekecektir. Bununla birlikte mahkemelerin takdirine ve ilgili yargılamanın gösterdiği hususiyete dayalı olarak ortaya çıkan farklılıklarda, tahsilde tekerrürü önlemek için literatürde de 133 İcra dosyalarından birine yapılan ödemelerin diğer dosyalara da bildirilmesi, tahsilde tekerrürün önlenmesi bakımından önemlidir (Eskiocak, s. 528). 134 Eskiocak, s. 528-530. Yargıtay da kararlarında, icra mahkemesinin yorum, tahmin ve takdir yoluyla hüküm kısmını değiştiremeyeceğini belirtmektedir. Örneğin bkz. “İlamın hüküm kısmının aynen infazı zorunlu olup dar yetkili icra mahkemesi yorum, tahmin ve takdir yoluyla hüküm kısmını değiştiremez (HGK’nun 08/10/1997 tarih ve 1997/12-517 Esas, 1997/776 Karar sayılı kararı)”, Yargıtay 12. HD., 07.06.2016, 2157/16007 (Lexpera). Benzer kararlar için bkz. Yargıtay 12. HD., 13.02.2017, 10657/1811 (Lexpera); Yargıtay 12. HD., 23.05.2017, 15650/7895 (Lexpera).
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1