Türkiye Barolar Birliği Dergisi 170.Sayı

350 Ölüm ve Beden Zararlarına İlişkin Tazminat Taleplerinde Zamanaşımı Sorunu olarak değerlendirdiğini göstermektedir. AİHM’nin Howald Moor ve diğerleri/İsviçre davasında verdiği kararda uyuşmazlığın asıl konusunun on yıllık zamanaşımı süresinin ne zaman işlemeye başladığı ile ilgili olduğu ortaya koyulmuştur.60 Öğretide uzun zamanaşımı süresi dolduktan sonra zarar meydana geldiğinde bu andan itibaren kısa zamanaşımı süresinin işlemesi ve böylece talep hakkının kullanılabilir hale gelmesi yönünde düzenleme yapılması önerilmektedir61. Her ne kadar uzun zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı an ile ilgili yasal düzenleme açık olsa da henüz talep edilebilir olmayan tazminat alacağının zamanaşımına uğraması zamanaşımı kurumunun amacına uygun düşmediği gibi Anayasaya da uygun düşmemektedir.62 Hak arama özgürlüğünü (mahkemeye erişim hakkını) etkisiz hale getiren bu düzenleme AİHS madde 6’ya aykırı düşmektedir.63 AİHS’nin hükümleri, Anayasa madde 90/5 gereği temel hak ve özgürlüklere ilişkin olması bakımından çelişen yasa hükmüne üstün tutulur, bu nedenle TBK madde 72 hükmü Anayasaya uygun yorumlanarak uygulanmalıdır. Hükümdeki mutlak zamanaşımının uygulama alanı amaca ve Anayasaya, AİHS’ye uygun biçimde sınırlandırılmalı, zarar doğmadıkça veya öğrenilemedikçe alacağın zamanaşımına uğramayacağı kabul edilmeli, mutlak zamanaşımı süresi dolduktan sonra doğmuş veya öğrenilebilmiş zararlar için kısa zamanaşımı süresi mutlak zamanaşımı süresi dikkate alınmadan işlemeye başlamalıdır.64 Dolayısıyla normlar hiyerarşisine uygun bir yorum yoluyla mutlak zamanaşımı süresinin mutlaklığına sınırlandırma getirilmelidir.65 doğmadıkça eylemin tamamlanmadığı görüşüne dayandığı belirtilmektedir. Bkz. Savaş, s. 135-136. Bu görüşün eleştirisi için bkz. Tütüncü, s. 193. 60 EGMR Howald Moor u.a. gg. die Schweiz, 11.03.2014, Österreichisches Institut für Menschenrechte, https://hudoc.echr.coe.int/fre?i=001-169034 Erişim Tarihi: 24.03.2023. 61 Bkz. Sarıkaya, s. 1216-1217; Günergök, s. 137-139; Savaş, s. 141. Aksi yönde bkz. Akkayan Yıldırım, s. 213-214. 62 Adalet Komisyonu Raporundaki gerekçe yasanın yorumunda bağlayıcı değildir. 63 AİHM Howald Moor ve diğerleri/İsviçre davası ile Eşim/Türkiye davasında mahkemeye erişim hakkına zamanaşımıyla getirilecek kısıtlamanın ölçülü olma zorunluluğuna işaret etmektedir. 64 Alacaklının zararın farkında olmasından itibaren zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması kabul edildiğinde sürenin uzun tutulmasına ihtiyaç da kalmamaktadır. Bu konudaki tartışmalar için Akkayan Yıldırım, s. 198-199. 65 Howald Moor ve diğerleri/İsviçre davasında AİHM tarafından verilen karar üze-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1