Türkiye Barolar Birliği Dergisi 170.Sayı

27 TBB Dergisi 2024 (170) Mustafa ŞAHİN Bütün bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde evlenen kadının hatta tanımlamayı daha doğru yapmak gerekirse “eşlerin soyadının” ne olacağı hüküm altına alınmaktadır. Bu hükümlerin, mevcut TMK hükümleriyle tamamen hukuk sistemi temelinde farklılıklar oluşturduğu tartışma götürmez bir yapıdadır. Ancak daha önce de belirttiğimiz üzere incelemiş olduğumuz hükümler, yapılacak akademik çalışmalarda ve/veya kanunlaştırma faaliyetlerinde Türk hukuk sistemine uygun hale getirilmesinde temel teşkil etme fonksiyonuna sahip olabilecektir. D. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Açısından İnceleme Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde açık bir biçimde kişinin adı ve soyadına ilişkin hakları ve bu hakların korunmasına ilişkin hükümler, her bir devletin kendi ulusal tercihlerine bırakıldığı için metin içerisinde yer almamakla birlikte bu hakları yargı kararları ile koruma yolunu tercih etmiştir.83 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, “Ünal Tekeli Davası”nda,84 TMK m. 187 ile ilgili düzenlemeleri değerlendirmiş ancak Mahkemeyi tatmin edecek savunmaların yapılamaması dolayısıyla ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 41. maddesi85 gereği tazminata karar vermiştir.86, 87 83 Ümit Kılınç, “İsim ve Soyisim Hakkının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kapsamında Korunması”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, S. 89, 2010, s. 243, 244. 84 Doktrinde dahi söz konusu dava için “Ayşe” adının geçtiği görülmektedir. Ancak davanın aslı Ayten Ünal Tekeli Davası’dır. Bkz. https://hudoc.echr.coe.int/tur#{ %22itemid%22:[%22001-158595%22]} Erişim Tarihi: 18.12.2023. 85 “Mahkeme işbu Sözleşme ve protokollerinin ihlal edildiğine karar verirse ve ilgili Yüksek Sözleşmeci Tarafın iç hukuku bu ihlali ancak kısmen telafi edebiliyorsa, Mahkeme, gerektiği takdirde, hakkaniyete uygun bir surette, zarar gören tarafın tatminine hükmeder.” https://hudoc.echr.coe.int/tur# {%22itemid%22: [%22001158595%22]}, Erişim Tarihi: 21.10.23. 86 Kararın 66. Başlığı, karar gerekçesini açıklar nitelikte şu hükme yer vermiştir: “AİHM, Taraf Devletlerin uygulamalarının, evli bir çiftin ortak bir aile adı taşımamayı tercih ettiği durumlarda bile aile birliğinin korunup güçlendirilebileceğini gösterdiğine dikkat çekmektedir. Avrupa’da uygulanan sistemlerin gözlemlenmesi bu bulguyu desteklemektedir. Sözkonusu davada Hükümet, ortak bir aile ismi ile aile birliğinin yansıtılmaması halinde, evli çiftlerin ve/veya üçüncü tarafların karşılaşabileceği somut ya da önemli bir sorun gösterememiş ya da kamu çıkarının zarar gördüğünü kanıtlayamamıştır. Bu şartlar altında AİHM, evli kadınların aile birliği adına kocalarının soyadını taşımak zorunda bırakılmalarının –önüne kendi kızlık soyadlarını ekleyebilseler de– nesnel ve makul bir nedeni olmadığı kanısındadır”. 87 Kararın tam metni için bkz.: https://hudoc.echr.coe.int/tur#{%22item id%22:[%22001-158595%22]} Erişim Tarihi: 19 Ekim 2023.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1