Türkiye Barolar Birliği Dergisi 170.Sayı

395 TBB Dergisi 2024 (170) Şaban Cankat TAŞKIN trilemna)42 çıkmazına soktuğu gerekçesiyle eleştirilmiş43 ve 1200’lü yılların sonlarına doğru compurgator uygulamasına daha çok tepki gösterilmiştir.44 Neticede bu uygulamadan vazgeçilmişse de yerine “soruşturma veya sorgu yemini” adı verilen bir usul benimsenmiş ve bu yöntem gereği, suçu işlemediğine dair yemin eden sanığa olayla ilgili bazı sorular sorularak yanıtlarından çıkarımda bulunularak suçu işleyip işlemediğine ilişkin kanaate varılması esası benimsenmiştir. Ancak sonradan bu usulün de ciddi sorunlara yol açtığı fark edilmiştir.45 Bu dönemde, muhakeme sırasında sanıktan ve diğer muhakeme taraflarından söylediklerinin doğru olduğuna ilişkin yemin alınır; sanığa hakları okunmaz ve sanığa neyle suçlandığı bildirilmezdi. Bundan ötürü, o dönemde şüpheli veya sanığa susma hakkının tanınması söz konusu olmadığı gibi, şüpheliye ve sanığa konuşması için baskı yapılması da olağan sayılırdı.46 Susma hakkının anayasal düzeyde tanınmasının temeli olarak 1217’de İngiltere’de kabul edilen Magna Carta Libertatum (Büyük Özgürlükler Sözleşmesi) gösterilebilir.47 Ancak Sözleşme’de susma hakkı açıkça tanınmamış olsa da hakkın temelini oluşturan adaletin geciktirilemeyeceği, satılamayacağı, kimsenin adaletten men edilemeyeceği48 ile yargıç kararı olmadan kimsenin kişi özgürlüğünden yoksun bırakılamayacağı, kimsenin kötü muameleye tabi tutulama42 Acımasız üçlem, ya sanığı mahkeme huzurunda yalan söyleyerek, o dönemin anlayışı gereği ölümcül bir günah işlemeye ya susma hakkını kullanarak (cevap vermemeye direnerek) çok ağır bir suç olan mahkemeye itaatsizlik etmeye ya da suçu işlediğini itiraf ederek cezalandırılmaya mecbur bırakıyordu. Levy, s. 5; Alschuler, s. 2645; Nuran Haydar, Susma Hakkı, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2019, s.37. 43 Alschuler,s. 2645; Aydın, s.1. 44 Moreland, s. 268. 45 Moreland, s. 269. 46 Alschuler,s. 2641; Aydın, s.43. 47 Meltem Karanlık, Susma Hakkı, Yüksek Lisans Tezi, Galatasaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2019, s. 15. 48 Madde 39: “Kendi zümresinden olanlar ya da ülkenin ilgili yasalarına uygun olarak verilen bir karar olmadıkça hiçbir özgür kişi tutuklanamaz, hapse atılamaz, mal ve mülkü elinden alınamaz, sürgüne yollanamaz ya da herhangi bir biçimde kötü muameleye maruz bırakılamaz”. https://www.istanbulbarosu.org.tr/files/ docs/Magna2017-2.pdf (E. T: 29.03.2023).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1