409 TBB Dergisi 2024 (170) Şaban Cankat TAŞKIN ral olarak sonuçlandırırdı. Ancak sanık suçu ikrar etmeyip de suçsuz olduğuna dair yemin ederse suçun sabit olmadığı;122 yemin etmekten kaçınırsa, hakkındaki iddiaları (ithamı) kabul etmiş sayılırdı.123 Sanığın (davalının) iddiaları reddetmesi durumunda ise ispat yükünün iddia edene geçmesi esası benimsenmişti.124 Tanzimat sonrası Osmanlı ceza muhakemesi hukukunda sanığa susma hakkı tanındığına yukarıda değinilmiştir. Bu kapsamda sanığın kendisine yüklenen suçu inkâr etme hakkı da bulunmaktaydı. Sanık, eğer üzerine atılı suçu inkâr ederse (kasâme istisnası dışında) ispat yükü karşı tarafa geçerdi.125 Ayrıca ceza muhakemesi sürecinde sanıktan suçu işlemediğine ilişkin yemin etmesi istenebilirdi.126 Sanık yemin etmekten kaçınırsa kısa süreli tazyik hapsine çarptırılırdı.127 Buna karşın sanık kesin bir itirafta bulunmayıp ne suçlu olduğunu ne suçsuz olduğunu beyan ederse, bu durum sanığın aleyhine yorumlanarak sanıktan suçu işlemediğine ilişkin ek deliler sunması istenirdi.128 İslam Hukuku’nda temel kural şüpheli veya sanığın suçsuzluğudur. Bu kural Mecelle’nin129 sekizinci maddesinde “berâet-i zimmet 122 Kurtoğlu, s.82. 123 Aydın, s. 57; Akman, s. 93. 124 Aydın, s. 57. 125 İslam Hukuku’nda kasâme, kasten öldürme suçunun ispatında kullanılan kendine özgü bir ispat vasıtasıdır. Bu ispat vasıtasının işleyişi gereğince, bir yerleşim yerinde (mahalle ya da köy) ya da bir özel mülkte, cinayet izleri taşıyan faili meçhul bir ceset bulunursa; maktulün yakınlarının vakayı şikâyet etmesi durumunda o yerleşim yerinde yaşayan elli kişiye, maktulün kendileri tarafından öldürülmediğine dair yemin verdirilirdi. Bu elli kişinin kim olacağına da maktulün yakınları karar verirdi. Maktulü onların öldürmediğine ve öldüreni de bilmedikleri üzerine yemin edilmesi durumunda, katil de bulunamazsa, o yörenin halkı öldürülenin diyetini hep birlikte öderdi. Yeminden kaçana ise, yemin edene veya suçu itiraf edene kadar hapis uygulanırdı. Sürecin işleyişine ise o yerin en kıdemli reisi (kabile reisi) karar verirdi. (Detaylı bilgi için bkz Akman, s.95-99; Vatansever, s. 173-176, Bayındır, Muhakeme, s. 89-90, Kurtoğlu, s. 88; Akgündüz, s. 123). 126 Akman, s.93. 127 Bayındır, Muhakeme, s. 90. 128 Vatansever, s. 319. 129 “Mecelle esasen şer’i bir eserdir. Mecelle’deki Batı etkisi sadece Mecelle’nin varlık sebebi ile madde madde yazılışında görülür.” (Orhan Gökçe; “Tanzimat Dönemi Kanunlaştırma Faaliyetleri”, Genç Hukukçular Hukuk Okumaları, (tarihsiz), s. 30 https://www.muharrembalci.com/hukukdunyasi/makaleler/birikimlerV/571. pdf , E.T: 7.6.2023.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1