Türkiye Barolar Birliği Dergisi 170.Sayı

414 Osmanlı Ceza Muhakemesi Hukukunda Şüpheli ve Sanığın Susma Hakkı işkence ve kötü muamele açıkça yasaklanmıştır.153 Buna bağlı olarak da şüpheli veya sanıktan işkence, kötü muamele veya zor kullanılarak alınan beyanın hukuka aykırı olduğu kabul edilmiştir. Ancak 1876 Anayasası’nda susma hakkı ile kendini ve yakınlarını suçlayıcı beyanda bulunmaya ya da delil sunmaya zorlanamama hakkına ilişkin açık bir düzenleme yer almamaktadır. Yukarıdaki süreçten anlaşıldığı kadarıyla, Osmanlı ceza muhakemesi hukukunda ana kural işkence ve kötü muamele yoluyla ifade almanın yasak olması şeklinde ise de özellikle Tanzimat öncesi Osmanlı ceza muhakemesi hukukunda bazı durumlarda (örneğin yukarıda değinilen IV. Mehmet’in ve Kanuni Sultan Süleyman’ın yayınladığı kanunnamelerde) işkence, kötü muamele veya zor kullanılarak ifade alınabileceği düzenlenmiştir. Ayrıca, Tanzimat öncesi dönemde sanığın suçlamaları açıkça inkâr veya ikrar etmediği sürece suçsuz olduğunu kanıtlamak için tanık ve delil göstermeye zorlanması, sanığın susma hakkını kullanmasından çıkarımda bulunulabilmesi gibi uygulamalar, özellikle Tanzimat öncesi ceza muhakemesi hukukunda kabul edilen susma hakkının Tanzimat sonrası ceza muhakemesi hukuku ile günümüz ceza muhakemesi hukukundan farklı kabul edildiğini ortaya koymaktadır. Osmanlı’nın modern dönemi olarak nitelendirilebilecek olan Tanzimat ve Islahat Fermânları ile başlayan dönemde işkence veya zor, korkutma yoluyla ifade alınması kesin olarak yasaklanmıştır.154 Tanzimat sonrası dönemin etkisiyle gelişmeye başlayan temel hak ve özgürlükler sonucunda Osmanlı Devleti’nde 1879 tarihinde modern anlamdaki ilk ceza muhakemesi kanunu olan UMCKM kabul edilmişrılabilir. Ancak ses uyumuna göre u veya ü şeklinde de söylenebilir. Buna göre “Kanun-ı Esasî” şeklinde yazılıp “Kanun-u Esasi” şeklinde okumak gerekir. Kanımızca “Kanun-u Esasî” şeklinde yazım yerleşmiştir. Buna dokunmamak uygun olur.” (Kemal Gözler, Türk Anayasa Hukuku, Ekin Kitabevi, Bursa 2000, s.23, dn: 83). Ancak ifade edilmelidir uygulamada “Kanûn-ı Esâsî” yazılışı yerleşmiştir. Bu yazılış şekli Osmanlı-Türkçe Sözlük’te de aynen benimsenmiştir. (Devellioğlu, s. 561). 153 “Madde 26.-İşkence ve sair her nevi eziyet katiyen ve külliyen memnundur” https://www.anayasa.gov.tr/tr/mevzuat/onceki-anayasalar/1876k%C3%A2n%C3%BBn-i-es%C3%A2s%C3%AE/ ,E.T: 27.09.2023. 154 Fatih Birtek, Ceza Muhakemesinde İkrar, Adalet Yayınevi, 2. Baskı, Ankara 2018, s. 63.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1