33 TBB Dergisi 2024 (170) Mustafa ŞAHİN “kısmen” mümkündür ancak asıl hukuki tehlike olarak gördüğümüz konu, bu evlilikten doğan ortak çocuğun soyadında ortaya çıkacaktır. 28 Ocak 2024 tarihinden sonra evlenen kadından evlilik birliği içerisinde doğacak ilk ortak çocuktan itibaren de çocuğun soyadına ilişkin TMK m. 321’e göre çocuğun “ailenin soyadını” alması gerekmekte olduğu için o tarihten itibaren eşler arasında yasal düzenlemeler bulunmadığı için bir “aile soyadı” söz konusu olamayacaktır. TMK’ya kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki düzenlemelere benzer –en azından TMK ve Türk secere/soybağı sistemi ile uyumlu- düzenlemeler de eklenmediği için çocukların soyadına ilişkin eşlerin ne tercih edeceklerini Nüfus Müdürlüğü’ne bildirmelerinin hukuki zemini de bulunmamaktadır. Netice itibariyle daha önce de belirttiğimiz üzere kanun koyucunun, derhal nüfus kayıtlarına ilişkin tüm mevzuatı elden geçirerek düzenlemeler yapması, TMK ile bağdaşmayan nitelikteki hükümlerin yürürlükten kaldırılması veya uyumlaştırılmasının ivedilikle yerine getirilmesi hukuki bir ihtiyaçtır. Çalışmamız açısından ise hiç vakit kaybetmeden, kaynak İsviçre Medeni Hukuk mevzuatına benzer düzenlemelerin başta TMK olmak üzere Türk Hukukuna “uygun olan” hükümlerinin aktarılması gerekmektedir. Bu düzenlemeler, metin içerisinde de belirttiğimiz gibi Almanca “ad” ve “soyad” kavramlarının İsviçre’de kullanıldığı içeriklerine özellikle dikkat edilerek, ifadelerde karmaşaya yol açmayacak bir biçimde düzenlemeler yapılmalıdır. Türk Medeni Hukukuna kaynak kanunla örtüşen kavramlar getirilebileceği gibi (örneğin aile soyadı kavramı yaygınlaştırılarak), mevcut yapı hiç bozulmayacak bir biçimde evlenen kadının kendi veya ortak soyadla devam edebilmesine imkan sağlayan hükümler getirilerek çocuğun ve sonraki nesillerin soyadının tartışma dışına çıkarılmasını sağlayan bir çözüm de üretilebilir. Bu düzenlemeler ne kadar kısa sürede yapılırsa o kadar Türk Hukuku açısından sağlıklı bir ilerleme meydana gelecektir. Ancak en kısa zamanda yapılsa dahi süreç içerisinde soyadı noktasında gerek kadın gerek aile gerekse çocuk açısından oluşmuş aksaklıkların giderilmesi adına, uzun süreli temel mevzuat düzenlemeleri yanında, yasalaştırma faaliyeti bitene kadar ortaya çıkmış olabilecek sorunları, geriye dönük olarak çözecek geçici mevzuat düzenlemeleri de söz konusu hükümlere eklenmelidir.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1