Türkiye Barolar Birliği Dergisi 170.Sayı

35 TBB Dergisi 2024 (170) Mustafa ŞAHİN birisidir. Hükmün iptali ile birlikte Türk Hukuk sisteminde farkına varılmayacak kadar çok hükmün dayanaksız kalmasına sebebiyet verecek niteliktedir. Bunlardan ilki, iptal kararının ardından kadın, evlenmeyle birlikte, evlenmeden önceki soyadını kullanacağı için evlilik içerisinde farklı iki soyadı bulunacağıdır. Farklı iki soyadının bir evlilikte bulunması ilk aşama için sorun oluşturmamakla birlikte burada gözden kaçan iki nokta vardır. Bunlardan ilki, ortak çocuğun meydana gelmesi ile birlikte bu çocuğun soyadının ne olacağı sorunudur ki TMK m. 321’e göre: “çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını” taşıması gerekecektir. Fakat, iki ayrı soyadının bulunduğu ailede “ailenin soyadının” mevcut hükümlere göre hangisi olduğuna dair bir hüküm yoktur. Diğer çok ciddi sorun ise evlenmeden önceki soyadı ile değil de evleneceği erkeğin soyadı ile hayatına devam etmek isteyen kadının bu talebinin hukuki zemini de AYM kararıyla birlikte ortadan kalkmıştır. Çünkü mevcut hukuki duruma göre kadının bu yöndeki talebi hukuk tekniği anlamında “soyadı değişikliği” oluşturmaktadır ve bunun gerçekleşebilmesi için mahkeme kararı gerekmektedir.111 İsviçre Medeni Kanunu’ndaki hükümlerin, ifadelerin bir kısmı hukukumuza yanlış çevirilerle aktarılmıştır, bunların çözümlenmesi gerekmektedir. Keza TMK’nın mevcut hükümleriyle çelişen mevzuatımızda yer alan birçok kavram, düzenleme, birbirinden kopuk hükümler vs bulunmaktadır. Bütün bunların yürürlükte bulunan en eski kanunlardan itibaren incelenerek yeni bir ad ve soyadı düzenlemesine acilen ihtiyaç vardır. Bunun gibi metin içerisinde maalesef daha birçok sorun dile getirilmeye çalışılmıştır. AYM’nin iptal kararı sonrası yazılmış ilk çalışmalardan birisi olması dolayısıyla yapmış olabileceğimiz hatalarımız için okuyucularımızdan şimdiden özür dileriz. Türk toplumunda kadın ve çocuğun hak ettiği yerlere ulaşması dileğiyle umarız bu çalışma, Cumhuriyetimizin 100. yılında, Türk Hukukuna yeni bakışlar kazandırmaya vesile olur. 111 Güler Özer, AYM’nin verdiği kararın etkisini açıklarken “... şu hâlde kadın dilediği takdirde evlenmeden önceki soyadını muhafaza edebilecektir...” ifadesini kullanmaktadır. Bu yöndeki kanaat ve oluşabilecek kanaatlere, yasal zemini olmadığını düşündüğümüz için katılmamaktayız: Güler Özer, s. 536.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1