Türkiye Barolar Birliği Dergisi 171.Sayı

MART - NİSAN / MARCH - APRIL: 2024 YIL/YEAR: 36 SAYI/ISSUE: 171 1988 yılından bu yana yayımlanan Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 2002 yılından itibaren “Hakemli Dergi” olarak yayımlanmakta olup 2010 yılından bu yana da TÜBİTAK-ULAKBİM Hukuk Veri Tabanında dizinlenmektedir. HAKEMLİ BİR DERGİDİR

Sahibi / Owner Av. R. Erinç Sağkan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sorumlu Müdürü / Managing Director Av. Veli Küçük, TBB Genel Sekreteri Yayından Sorumlu Başkan Yardımcısı/ VicePresident Head of the Publishing Department Av. Gürkan Altun, TBB Başkan Yardımcısı Genel Yayın Yönetmeni / Executive Editor Av. Özlem Bilgilioğlu Eşgüdüm Kurulu / Board of Coordination Av. Gürkan Altun Av. Veli Küçük Av. Gökhan Bozkurt Av. Özlem Bilgilioğlu Yayın Kurulu Özlem Bilgilioğlu Türkiye Barolar Birliği Genel Yayın Yönetmeni Gizem Özkan Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk ABD Araştırma Görevlisi Abdussamet Tekin Türkiye Barolar Birliği Yayın İşleri Sorumlusu Danışma Kurulu / Board of Advisors* Prof. Dr. Ahmet Kılıçoğlu Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Ayşe Havutçu Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Durmuş Tezcan İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Muhammet Özekes Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Sibel Özel Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Sultan Üzeltürk Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Türkan Yalçın Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi *(İsme göre alfabetik sıralanmıştır) Türkiye Barolar Birliği Dergisi hakemli bir dergidir. / Türkiye Barolar Birliği Dergisi (Union of Turkish Bar Associations Review) is a refereed review. Türkiye Barolar Birliği Dergisi’nin yayın dili Türkçe’dir. İki ayda bir (Ocak, Mart, Mayıs, Temmuz, Eylül, Kasım aylarında) yayımlanır. / Issued bimonthly (January, March, May, July, September, November). Dergide yayımlanan yazılarda ileri sürülen görüşler yalnızca yazarlarına aittir. / Articles published in these series express solely the views of the authors. Dergide yayımlanan yazılar, kaynak gösterilmeden başka bir yerde yayımlanamaz. / Articles published in these series can not be republished without citation. Türkiye Barolar Birliği Dergisi TÜBİTAK - ULAKBİM Hukuk Veri Tabanında dizinlenmektedir. / Türkiye Barolar Birliği Dergisi (Union of Turkish Bar Associations Review) is being permanently indexed in TÜBİTAK - ULAKBİM law database. İletişim Adresi / Communication Address Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı Yayın İşleri Mudürlüğü Oğuzlar Mah. Av. Özdemir Özok Sokak No: 8 06520 Balgat - ANKARA Tel: (0312) 292 59 00 (pbx) Faks: (0312) 286 55 65 web:www. barobirlik.org.tr e-posta: [email protected] Abonelik / Subscription Yıllık abone bedeli: 300 TL. Sayfa Tasarımı ve Ofset Hazırlık / Page Design and Offset Preparation Türkiye Barolar Birliği Yayın İşleri Basım Yeri / Printed by ARCS Matbaa Zübeyde Hanım Mah. Aslanbey Cad. Tuna Han No: 101/2D İskitler / ANKARA 0 (312) 384 24 01 Sertifika No: 49427 Basım Tarihi / Printing Date : 29. 04. 2024

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ DERGİSİ YAYIN POLİTİKASI, YAYIN KURALLARI ve ETİK İLKELERİ Dergi’nin yayın politikası ve etik ilkeleri, Dergi’ye yazı gönderen yazar tarafından kabul edilmiş sayılır. Yayın, imla ve yazım kurallarına uygun olarak düzenlenmeyen, Türkçenin doğru kullanılmadığı yazı, hakemlere dahi gönderilmeden diğer kriterleri taşısa da Dergi Yayın Kurulu tarafından reddedilebilecektir. Bu nedenle her bölümdeki ilke ve kurallar yazar tarafından titizlikle kontrol edilerek uygun olmayanlar düzeltilmeli, eksiklikler giderilmelidir. Yayın Politikası 1. 1988 yılından bu yana yayınlanan Türkiye Barolar Birliği Dergisi (Dergi), 2002 yılından itibaren “hakemli dergi” olarak yayınlanmakta olup 2010 yılından bu yana da TÜBİTAKULAKBİM TR Dizin Hukuk Veri Tabanında dizinlenmektedir. Dergi iki ayda bir yayınlanmakta olup yazı dili Türkçedir. 2. Dergi “hakemli” olarak TR Dizin’de taranan “hakemli bir dergi” olduğu için Dergi’ye gönderilen tüm yazıların hakemlere gönderilmesi gerekli ve zorunludur. Yazarın talebine bağlı olarak yazının hakemlere gönderilmeden yayınlanması mümkün olmayıp yazar tarafından böyle bir istekte bulunulmamalıdır. Yazı hakemlere gönderildikten sonra hakemlerin önerisi/onayı ve editörün takdiriyle, istisnai olarak, bazı yazıların hakemsiz olarak Dergi’de yayınlanmasına karar verilebilir. 3. İlk maddedeki kural “çeviriler” için de geçerli olup çeviri olarak gönderilen yazıların makalede aranan tüm koşulları taşıması gereklidir. 4. Yazar tarafından Dergi’de yayınlanma istemiyle aynı anda sadece bir yazı gönderilebilir. Anılan yazı yayınlandıktan/değerlendirme süreci tamamlandıktan sonra ikinci yazı gönderilmelidir. 5. Yazının Dergi Yayın Politikası, Etik İlkeleri ve Yayın Kuralları’na uygun olması halinde, hakem raporlarından sonra netlik kazanmak üzere Dergi’nin hangi sayısının yayın listesine alındığı, Editör tarafından yazara bildirilir. Dergi’ye gönderilen yazıların yoğunluğu nedeniyle gelen yazıların sıraya konulması hususu ve TR Dizin 2020 yılı zorunlu kriterleri arasında yer alan “Dergi her bir sayısında yer alacak makale sayılarının orantılı olmasına dikkat edilmeli, sayı/cilt arasındaki makale sayısı dengeli olmalıdır” kuralı yazar tarafından dikkate alınmalıdır. Bu bağlamda Editör tarafından yazının Dergi’nin hangi sayısının yayın listesine alındığı yazara bildirildiğinde, bu bildirim yazar tarafından kabul edilmiş olur (Örneğin: Şubat/2021 itibarıyla Dergi’ye bir yazı gönderildiğinde, yazının kabul edildiği ve hakem raporlarından sonra netlik kazanmak üzere Dergi’nin Kasım- Aralık/2021 sayısının yayın listesine alındığı yazara bildirildiğinde, yazar bunu kabul etmiş olur ve daha sonra herhangi bir itiraz/yazının daha önceki bir sayıya alınmasını isteme gibi bir hakkı söz konusu olmaz). Editörün bildiriminde belirtilen tarih ve sayı yazar tarafından kabul edilmediği takdirde, yazar makalesini çekmek hakkına sahip olup bu durumu derhal bildirmelidir. 6. Ön düzeltme; yazının Dergi Yayın Politikası, Etik İlkeleri ve Yayın Kuralları’na uygun bir şekilde düzeltilmesini, “makalenin gönderim tarihi”; yazının Dergi Yayın Politikası, Etik İlkeleri ve Yayın Kuralları’na uygun bir şekilde gönderildiği tarihi, “makalenin kabul tarihi”; yazının hakem değerlendirme sürecinin tamamlanıp onaylandığı tarihi ifade eder.

7. Her yazı, yazara bildirilen sayının yayınlanacağı tarihe yetişecek şekilde, -yazıların hakemlere gönderilmesi, hakemlerce onaylanması, gerekirse düzeltmelerin yapılması, tasarıma gönderilmesi, son kontrolden sonra web sitesine eklenmesi, ODİS’e ve matbaaya gönderilmesi süreçleri göz önünde bulundurularak- en az iki hakeme gönderilir. İki hakemden biri olumsuz kanaat belirttiği takdirde yazı üçüncü bir hakeme gönderilir veya Editör tarafından takdir hakkı kullanılır. 8. Yazı, “kör hakemlik” sistemi uyarınca, yazarın ad ve soyadı yazı metninden çıkarılarak hakemlere gönderilir. Yazara da yazının hangi hakemlere gönderildiği konusunda bilgi verilmez. 9. Hakem/hakemler tarafından yazının yayınlanması uygun bulunmadığı takdirde bu durum yazara bildirilir. Ret raporlarının yazara gönderilmesi zorunluluğu yoktur. Yazının yayınlanamayacağına ilişkin bildirim, yazının yayın listesinde bulunduğu sayının süreci tamamlandıktan sonra ilgili sayının yayınlanmasıyla eş zamanlı olarak yapılır. 10. Hakem rapor/raporları düzeltme içeriyorsa; rapor, hakem/hakemlerin adı belirtilmeksizin yazara gönderilir. Yazının düzeltilmiş hali hakeme gönderildikten sonra hakem tarafından ikinci bir düzeltme istenebilir. İkinci düzeltmeden sonra yazının hakem tarafından onaylanmaması halinde yazardan üçüncü bir düzeltme istenmez ve yazı reddedilir/reddedilmiş sayılır. Hakemler tarafından onaylanan/düzeltme istenip rapora uygun olarak düzeltildikten sonra onaylanan yazı, alındığı sayının yayın listesine ilişkin süreç tamamlandıktan sonra Dergi’nin ilgili sayısında yayınlanır. Hakem rapor/raporlarında düzeltme istenmiş ancak raporda belirtilen hususlar yazar tarafından süresinde yerine getirilmemişse, bir defaya özgü olmak üzere yazı, alındığı yayın listesinden sonra gelen sayının yayın listesine aktarılır. 11. Yazı yukarıda 4. maddede belirtildiği şekilde yayın listesine alınmış ancak hakem raporları -çok istisnai de olsa- süresinde sunulmamışsa, yazı, alındığı yayın listesinden sonra gelen sayının yayın listesine aktarılır ve bu sayıda anılan yazıya ilişkin sürecin tamamlanması sağlanır. 12. Dergi’ye gönderilecek yazının; özgün, başka bir yerde yayınlanmamış veya yayınlanmak üzere başka bir yere gönderilmemiş olması gerekmektedir. 13. Türkiye Barolar Birliği, yayınlanması kabul edilen yazıların basılı ve elektronik yayın haklarına sahip olur. 14. Yazara ve hakemlere, talep etmeleri halinde telif ücreti ödenir. 15. Yazara, yazısının yayınlandığı sayıdan üç adet, hakemlere ise hakem incelemesi yaptıkları sayıdan birer adet Dergi gönderilir. Dergi’nin kitap olarak kendisine gönderilmesini isteyen yazarın, yazıyı gönderirken adresini ve telefon numarasını da belirtmiş olması gerekmektedir. 16. Talep etmeleri halinde hakemlere makalenin hakem incelemesinin yapıldığı ve raporunun hazırlandığına ilişkin bir yazı gönderilir. Yayın Kuralları 1. Yazı, [email protected] adresine gönderilmelidir. 2. Yazı, ana bölümlerde 1,5 satır aralığı ile 12 punto; dipnotlarda tek satır aralığı ile 10 punto kullanılarak Times New Roman karakterinde yazılmalıdır. 3. Yazarın ad, soyadı ve unvanını, makalede yer almasını istediği şekliyle ve Dergi’de yer alan yazı formatına uygun olarak yazıya eklemesi gereklidir.

4. Kurum, e-posta adresi, ORCID ve makalenin gönderim tarihi (ön düzeltmeden sonraki gönderim esas alınarak) bilgilerinin belirtilmesi zorunlu olup aynı sırada makalenin ilk sayfasına dipnot olarak eklenmelidir. 5. Dergi’nin belirlediği yazı formatı dışında kalan kısımlar, yazıdan çıkarılmalıdır (kapak, içindekiler, kısaltmalar vs. kısımlar). 6. Yazının ilk sayfasında makalenin başlığı, İngilizce başlık, özet, anahtar kelimeler, İngilizce özet ve İngilizce anahtar kelimeler bölümlerine belirtilen sırada yer verilmeli, bu bölümler çok uzun ise kısaltılmalıdır. 7. Dipnot numaralandırmaları, noktalama işaretlerinden (nokta, virgül, noktalı virgül, üç nokta, ünlem, soru işareti vs. noktalama işaretlerinden) sonra yapılmalıdır. 8. Dipnotlarda ve kaynakçada, koyu renkle, altı çizili ve/veya italik yazılan kısımlar (yayın kurallarında italik yazılacağı belirtilenler hariç) düzeltilmeli ve internet kaynaklarındaki alt çizgiler kaldırılmalıdır. 9. Dipnotlar sayfa altında gösterilmeli, dipnotlarda, yazarın adı soyadı şeklindeki düzene uyulmalı, yazar ad ve soyadının sadece baş harfleri büyük ve ad soyadının sonunda sadece virgül olmalıdır. Örneğin: Faruk Erem, Verilen kaynak makale ise makale adı çift tırnak içine alınmalı, sadece eser adı italik verilmeli, yayınevi, ili, baskı yılı ve sayfa sayısı sırasıyla yazılmalıdır. Örneğin: Faruk Erem, “Ceza Hukukunda Meslek Sırrı”, AÜHF Dergisi, Ankara 1943, C. x, S. x, s. xx. 10. Yazının kaynakça kısmında, yazarın soyadı adı şeklindeki düzene uyulmalı, varsa numaralandırmalar kaldırılmalı, yazar soyadı ve adının sadece sonuna virgül konmalıdır. Örneğin: Erem Faruk, “Ceza Hukukunda Meslek Sırrı”, AÜHF Dergisi, Ankara 1943, C. x, S. x, s. xx. Kaynakça kısmı; Kitaplar, Makaleler, Mahkeme Kararları, İnternet Kaynakları, Diğer Kaynaklar gibi bölümlere ayrılarak yazılmalıdır. 11. Dipnotlarda ve kaynakçada yazar ve eser adlarının doğru yazıldığından emin olunmalıdır. İmla ve Yazım Kuralları Aşağıdaki hususlar (yazı metni, alıntı metin, dipnot ve kaynakça dahil olmak üzere) gözden geçirilerek uygun olmayan kısımlar düzeltilmelidir: 1. Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri, kanun, yönetmelik, anlaşma, sözleşme adlarına gelen eklerin kesme işaretiyle ayrılması, Örneğin: Anayasa Mahkemesi’nin, Avukatlık Kanunu’nun, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. Eş anlamlı kelimelerden birinin tercih edilmesi ve metin içinde yeknesaklığın sağlanması için yazının tamamında sadece birinin kullanılması, Örneğin: Yasa veya kanun kelimelerinden birinin tercih edilip kullanılması 3. Rakamlardan sonra gelen kelimelerin küçük harfle başlaması, Örneğin: 5237 sayılı Kanun, Avukatlık Kanunu’nun 34. maddesi, 19. yüzyıl, 01.01.2019 tarihli, 2. baskı 4. Alm. (Almanca), İng. (İngilizce), Oğuzlar Mah. Prof. (Profesör), Dr. (Doktor), Av. (Avukat), haz. (hazırlayan), çev. (çeviren) gibi kısaltmalar hariç olmak üzere SGK, TTK, 13. CD, YHGK, TCK gibi kısaltmalarda nokta kullanılmaması, 5. Kısaltmalarda takıların kısaltma okunuşuna göre verilmesi, Örneğin: TCK’nın, İYUK’un

6. Kısaltmaların birden fazla kullanılış şekli varsa birinin tercih edilmesi ve metin içinde ve dipnotlarda aynı şekilde kullanılması, Örneğin: syf., sh., s.’den birinin tercih edilmesi 7. Noktalama işaretlerinin (özellikle tırnak işareti ve kesme işaretinin) yazının her yerinde aynı karakterde yazılmış olmasına özen gösterilmesi, 8. Tarih yazılışında 01.01.2019 şeklindeki kullanımın tercih edilmesi, 9. 1. veya 1’inci yazılışından birinin tercih edilmesi, 10. Tezcan/ Erdem/ Önok, şeklinde yazılışın değil aralık verilmeden Tezcan/ Erdem/ Önok şeklinde yazılışın tercih edilmesi, 11. Noktalama işaretlerinden (nokta, virgül, noktalı virgül, üç nokta, ünlem, soru işareti vs. noktalama işaretlerinden) ve her kelimeden sonra bir harf boşluk bırakılmasına özen gösterilmesi, 12. Yazı içinde kullanılacak kısaltmalara; ilk seferinde açık haliyle birlikte parantez içinde kısaltılmış hali, sonrasında sadece kısaltılmış hali olmak üzere yer verilmesi, 13. Farklı kaynaklardan alıntı yapılmasından kaynaklanan her türlü farklı yazımın kontrol edilerek yeknesaklığın, yazı düzeninin sağlanması. Etik İlkeler 1. Yazar tarafından başka bir yazara ait yazının kendine aitmiş gibi gönderilmesi veya gönderilen yazıda büyük/küçük oranda atıf yapılmadan alıntı yapılmış olması veya yazının tamamına yakınının, atıf yapılsa da başka bir yazı/yazılardan oluşması; kişiye özgü bir durum olup sorumluluk tamamen yazara aittir. 2. Yazı, intihal, sahtecilik, çarpıtma, tekrar yayın, dilimleme, haksız yazarlık ve diğer etik ihlali türlerini içermemelidir. 3. Yazarın gönderdiği çalışmanın özgün olması Dergi kriterlerinin başında gelmektedir. 4. Yayınlanmak üzere gönderilen çalışmanın herhangi bir nedenle Dergi’den çekilmek istenmesi halinde yazıyla (maille) derhal bildirilmesi gerekir. 5. Hakem değerlendirme süreci tamamlanmış bir makale, makul bir gerekçe gösterilmeksizin yazarı tarafından geri çekilmemelidir. 6. Makalede araştırma ve yayın etiğine uyulduğuna dair ifadeye yer verilmelidir. 7. TR Dizin kriterleri gereği, etik kurul izni gerektiren çalışmalarda, izinle ilgili bilgilere (kurul adı, tarih ve sayı no) yöntem bölümünde ve ayrıca makale ilk/son sayfasında yer verilmelidir. Olgu sunumlarında, bilgilendirilmiş gönüllü olur/onam formunun imzalatıldığına dair bilgi makalede yer almalıdır. Kullanılan fikir ve sanat eserleri için telif hakları düzenlemelerine uyulması gerekmektedir. 8. Dergi tarafından farklı kurumlardan, görüş bildirdikleri konunun uzmanı olan hakemler atanmalı, tarafsızlık ve çeşitlilik ilkelerine dikkat edilmelidir. Hakemler, değerlendirilen yazı sahibinin tabi olduğu etik kurallara bağlı ve bu kuralları titizlikle uygulamak durumunda olmalıdırlar. Dergi’de yayınlanmış makalelerde kurum ve yazar çeşitliliğine özen gösterilmeli, araştırma ve yayın etiğine uygun olmayan yazılar kabul edilmemelidir.

İÇİNDEKİLER / CONTENTS 1 Dilan CAN BAYHAN Anayasa Mahkemesi Kararları Işığında 6284 Sayılı Kanunda Düzenlenen Tedbir Kararları ve Zorlama Hapsi Injection Decisions and Forced Prison Regulated in Law Numbered 6284 in The Light of The Constitutional Court Decisions 67 Osman Gazi ÜNAL Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a Getirilen Geçici Madde 10 Hükmü Üzerine Bir İnceleme A Review on The Provisional Article 10 Entered into The Law on The Execution of Sentences and Security Measures 121 Mesut KÖKSOY Hukuk Muhakemeleri Kanunu Uyarınca Tarafsızlığından Şüphe Edilmeyi Haklı Gösteren Durum ve Koşullar Nedeniyle Hakemin Reddi Challenge of The Arbitrator due to The Circumstances and Conditions That Justify How to Doubt Impartiality According to The Code of Civil Procedure 179 Emel BADUR Noterin Taşınmaz Satış Sözleşmesinin Düzenlenmesinde Tarafları Aydınlatma Yükümlülüğü The Notary’s Obligation to Inform The Parties in The Congluding of The Real Estate Sales Contract 217 Alper KÜÇÜKAY - Burcu KÜÇÜKAY Psikolojik Bozuklukların Tedavisinde Aydınlatılmış Onam Informed Consent in The Treatment of Psychological Disorders 255 Vural SEVEN Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun (DASK) Hukuki Durumu ve Kahramanmaraş Depremi Sonucunda Ortaya Çıkan Güncel Gelişmeler The Legal Status of The Turkish Natural Catastrophe Insurance Pool (TCIP) and Current Developments Arising from The Kahramanmaraş Earthquake 289 Efe DÜNDAR Kurumsal Yönetim Perspektifinde İş Adamı Kararı İlkesinin Bir Değerlendirmesi An Evaluation of The Business Judgement Rule in The Perspective of Corporate Governance

319 Buğra FINDIKLI Limited Şirketlerde Kanuni Temsilcilerin ve Ortakların Amme Alacaklarından Doğan Sorumluluğunun Karşılaştırılması Comparison of The Liability of Legal Representatives and Their Partners for Public Receivables in Limited Companies 355 Alptekin Burak BOYDAK İşçinin İş Sözleşmesini Mobbing Nedeniyle Fesih Hakkı The Right of Employee to Terminate The Employment Contract due to Mobbing 371 Giray Saynur DERMAN - Ali Serdar YÜCEL - Murat KORKMAZ 15 Temmuz Darbe Girişiminin Toplumsal Yansıması: Uygulamalı Bir Araştırma Social Reflection of July 15 Coup Attempt: An Applied Research

başkan’dan

s. 1-66 TBB Dergisi 2024 (171) ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI IŞIĞINDA 6284 SAYILI KANUNDA DÜZENLENEN TEDBİR KARARLARI VE ZORLAMA HAPSİ INJECTION DECISIONS AND FORCED PRISON REGULATED IN LAW NUMBERED 6284 IN THE LIGHT OF THE CONSTITUTIONAL COURT DECISIONS Dilan CAN BAYHAN* Özet: 6284 sayılı Kanun kapsamında, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesine dair alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esaslar düzenlenmektedir. Kanunda düzenlenen koruyucu ve önleyici tedbir kararları ile şiddetin önlenmesi ve şiddet mağdurlarının korunması hedeflenmektedir. Çalışmamızda, 6284 sayılı Kanun’da düzenlenen koruyucu ve önleyici tedbir kararları, Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararlar ışığında inceleme konusu yapılmıştır. Ardından, koruyucu ve önleyici tedbir kararlarına aykırı davranıldığında hükmedilen zorlama hapsi, Anayasa Mahkemesi kararları ışığında değerlendirilmiştir. Çalışmamızda, Anayasa Mahkemesi tarafından koruyucu ve önleyici tedbir kararları ve zorlama hapsine ilişkin verilen kırk sekiz adet karar inceleme konusu yapılmıştır. Kanunun sistematiğine uygun bir biçimde, Anayasa Mahkemesi kararları esas alınarak hazırlamış olduğumuz bu çalışma ile hem teoride hem de uygulamada, kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik yapılan çalışmalara katkı sağlanması hedeflenmiştir. Anahtar Kelimeler: Aile İçi Şiddet, Kadına Karşı Şiddet, Koruyucu Tedbirler, Önleyici Tedbirler, Zorlama Hapsi, Anayasa Mahkemesi Abstract: Within the scope of Law No. 6284, the procedures and principles regarding the protection of people who are subjected to violence or at risk of violence and the measures to be taken to prevent violence against these people are regulated. The aim of the protective and preventive measures set out in the law is to prevent violence and to protect victims of violence. * Avukat, Dicle Üniversitesi Özel Hukuk Anabilim Dalı Doktora Öğrencisi, [email protected], ORCID: 0000-0002-5889-3580, Makalenin Gönderim Tarihi: 08.02.2024, Kabul Tarihi: 11.03.2024

2 Anayasa Mahkemesi Kararları Işığında 6284 Sayılı Kanunda Düzenlenen Tedbir Kararları ve Zorlama Hapsi In our study, the protective and preventive precautionary measures regulated in Law No. 6284 were examined in the light of the decisions of the Constitutional Court. Then, the coercive imprisonment imposed when protective and preventive measures are violated was evaluated in the light of the Constitutional Court decisions. In our study, forty-eight decisions made by the Constitutional Court regarding protective and preventive measures and coercive imprisonment were examined. We aim to contribute to the work done to prevent violence against women, both in theory and in practice, by preparing this study, which we have prepared in accordance with the systematic of the law and based on the decisions of the Constitutional Court. Keywords: Domestic Violence, Violence Against Women, Protective Measures, Preventive Measures, Coercive Imprisonment, Constitutional Court GİRİŞ Aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet, sadece ülkemizde değil bütün dünyada çözülmesi gereken en önemli sorunlardan biridir. Daha güçsüz durumda olduğu için şiddete maruz kalan kadın, çocuk ve diğer bireylerin uğramış oldukları şiddet, en yaygın ve önemli insan hakları ihlallerindendir. Bu kapsamda, uluslararası alanda kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve kadının korunması için birçok çalışma yapılmıştır. Bu kapsamda yapılan düzenlemelerden biri “Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW)” dır. Türkiye’nin 1985 yılında taraf olduğu bu sözleşme ile kadınlara insan hakları ve temel özgürlüklerin tanınması ve bu hak ve özgürlüklerin kullanılmasını engelleyen durumların ortadan kaldırılması amaçlanmıştır. Uluslararası alanda yapılan en önemli çalışmalardan bir diğeri, 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzalanan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi)” dir. İstanbul Sözleşmesi ile kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve kadınların ve şiddet mağdurlarının her türlü şiddetten korunması için uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi amaçlanmıştır. Uluslararası alanda gerçekleşen bu gelişmelerin hukukumuza en önemli yansıması 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun olmuştur. 2012 yılında kabul edilen 6284 sayılı Kanun ile, kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve ailenin korunmasına yönelik çok önemli adımlar atılmıştır. 6284 sayılı Kanun ile şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadın, ço-

3 TBB Dergisi 2024 (171) Dilan CAN BAYHAN cuk, aile bireyleri ve tek taraflı ısrarlı takip mağdurlarının korunması amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Buna göre, şiddet mağduru hakkında, şiddet mağdurunu korumaya yönelik verilen koruyucu tedbir kararları ve şiddet uygulayan hakkında, şiddet uygulayan kişinin şiddet teşkil eden fiillerinin önlenmesi için verilen önleyici tedbir kararları, şiddetle mücadelede en önemli uygulamalardır. Hukukumuzda şiddetle mücadelenin yapı taşlarını oluşturan koruyucu ve önleyici tedbir kararlarının, etkin ve ivedi bir biçimde uygulanması büyük önem arz eder. Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi’ne, koruyucu ve önleyici tedbir kararlarına ve zorlama hapsine ilişkin tespit ettiğimiz kırk sekiz adet başvuru yapılmıştır. Bu başvuruların otuz dokuz tanesi koruyucu ve önleyici tedbir kararlarına ilişkindir. Koruyucu ve önleyici tedbir kararlarına ilişkin yapılan bu başvuruların otuz dört tanesinde ihlal kararı verilirken, beş tanesinde ihlal olmadığına dair karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi, zorlama hapsi ile ilgili yapılan dokuz başvurudan ise dört tanesinde ihlal olmadığına dair karar verirken, beş tanesinde ihlal olduğuna hükmetmiştir. Anayasa Mahkemesi kararları, uygulamada yaşanan sorunlara açıklık getirerek, 6284 sayılı Kanun’un etkin bir biçimde uygulanmasının sağlanması bakımından önem arz etmektedir. Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararlar, hem derece mahkemelerinin 6284 sayılı Kanun kapsamında verdikleri kararlarda hem de Kanun’un uygulanmasında meydana gelen aksaklıkların giderilmesinde yol gösterici olmaktadır. Böylelikle şiddet mağdurlarının korunmasını ve şiddetin önlenmesini amaçlayan 6284 sayılı Kanun’un etkin bir biçimde uygulanmasını temin etmekte ve insan hakları ihlallerinin önlenmesinde büyük yol katedilmesini sağlamaktadır. Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararların değerlendirilmesi, mevzuatın hem geliştirilmesinde hem de etkin bir biçimde uygulanmasında büyük önem arz etmektedir. Çalışmamızda, Anayasa Mahkemesi tarafından 6284 sayılı Kanun kapsamında verilen kırk sekiz adet başvuru ve karar gerekçeleri kanunun sistematiği baz alınarak değerlendirme konusu yapılmıştır. Çalışmamızda, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde 6284 sayılı Kanun’un önemi dikkate alınarak kanunun, Anayasa Mahkemesi kararlarına uygun olarak

4 Anayasa Mahkemesi Kararları Işığında 6284 Sayılı Kanunda Düzenlenen Tedbir Kararları ve Zorlama Hapsi etkin bir biçimde uygulanmasına katkı sağlanması amaçlanmıştır. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi kararları, kanunun sistematiğine uygun bir biçimde analiz edilerek, çalışmamızın hem uygulamada hem de kanunun geliştirilmesinde yol gösterici olması hedeflenmiştir. I. 6284 SAYILI KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUNDA DÜZENLENEN TEDBİR KARARLARI A. 6284 SAYILI KANUN Kadına yönelik şiddet tarih boyunca var olduğu halde son zamanlara kadar sorun olarak nitelendirilmemiştir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 1979 yılında kabul edilen ve kadınlar için uluslararası haklar bildirgesi olarak tanımlanan “Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW)” kadınlar ve kız çocuklarına yönelik hukuki ve fiili her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmayı amaçlayan bir uluslararası sözleşmedir.1 Bu sözleşmede ayrımcılık başta olmak üzere kadınlara yönelik yaşamın her alanındaki sorunlar ele alındığı halde kadına yönelik şiddet konusunda açık bir düzenlemeye yer verilmemiştir. 1993 tarihinde kabul edilen “Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Bildirge”, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair kabul edilen ilk belgedir.2 Avrupa Konseyi’nde ve Avrupa Birliği’nde 2000’li yıllara kadar kadına yönelik şiddete dair özel bir düzenleme yapılmamış olsa dahi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından BM Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Bildirge’deki ilkelere uygun kararlar verilmiştir. 2011 tarihinde Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından imzaya açılan “Kadına Yönelik Şiddetin ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Sözleşme (İstanbul Sözleşmesi)” kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet konularında uluslararası hukukta yaptı1 Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi ve İhtiyari Protokolü Parlamenterler için El Kitabı No. 36, IPU-HandbookonCEDAW_INSIDE_ TR.pdf, s. 28; Gizem Özkan, “Kadına Yönelik Şiddet- Aile İçi Şiddet ve Konuya İlişkin Uluslararası Metinler Üzerine Bir İnceleme”, Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 7, S. 1, Y. 2017, ss. 533–564, s. 548. 2 Nazan Moroğlu, Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi 6284 sayılı Yasa ve İstanbul Sözleşmesi, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 99, 2012, ss.357-380, s. 360.

5 TBB Dergisi 2024 (171) Dilan CAN BAYHAN rım gücüne sahip olan ilk sözleşmedir. Bu sözleşme ile ilk defa kadına yönelik şiddetin bir insan hakları ihlali olduğu vurgulandığı, bağlayıcı nitelikte olduğu ve bağımsız bir denetim mekanizması kurulduğu için kadına yönelik şiddet önlenmesi hususunda çok önemli bir yere sahiptir.3 Ülkemizde, aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet kavramları 1980’li yıllarda ülkenin gündemine girerek toplumun dikkatini çekmeye başlamıştır.4 Aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair ülkemizde yapılan ilk özel düzenleme 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun’dur. 14.01.1998 tarihli ve 4320 sayılı Kanun ile aile içi şiddet olaylarının önlenmesi amacıyla birtakım tedbirler öngörülmüştür.5 4320 sayılı Kanun’un şiddetin önlenmesinde yetersiz olduğu düşüncesinin yaygınlaşmasıyla birlikte yeni bir düzenleme yapılmasına dair çalışmalar başlatılmıştır. Bu kapsamda, iki yüz kırk iki kadın örgütünün birleşmesiyle oluşturulan “Şiddete Son Platformu”nun taleplerinin dinlenilmesi ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile görüşmeler sağlanması neticesinde “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” 8 Mart 2012 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe girmiştir.6 6284 sayılı Kanun’un 1. maddesinin 1. fıkrasında kanunun amacı belirtilmiştir. 6284 sayılı Kanun’un amacı, “şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” Buna göre 6284 sayılı Kanun’un genel olarak iki amacı bulunmaktadır. Bunlar, şiddet mağdurunun korunması ve şiddetin önlenmesine dair tedbirler alınmasıdır. Bu kapsamda kanunda düzenlenen koruyucu ve önleyici tedbir kararları hem şid3 Moroğlu, s. 366. 4 Sefanur Didar Söylemez, “Aile İçi Şiddet, Kadına Yönelik Şiddet ve 6284 sayılı Kanun Kapsamında Koruyucu ve Önleyici Tedbirler”, Bayburt Üniversitesi Adalet Dergisi, C. 1, S. 1, Y. 2022, ss. 91-151, s. 104. 5 Mehmet Günay, “6284 sayılı Kanun’a Göre Koruyucu ve Önleyici Tedbirler”, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, C. 3, S. 10, Y. 2012, ss. 647-686, s. 649. 6 Oğuzhan Tuna, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun Kapsamı ve Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar, Seçkin Yayınları, 2021, s. 19.

6 Anayasa Mahkemesi Kararları Işığında 6284 Sayılı Kanunda Düzenlenen Tedbir Kararları ve Zorlama Hapsi detin önlenmesi hem de şiddet mağdurunun korunması bakımından önem arz etmektedir.7 6284 sayılı Kanun’un temel ilkeleri gereğince, kanun kapsamında yapılan uygulamalar Anayasaya ve uluslararası sözleşmelere uygun olmalıdır. Bununla birlikte, 6284 sayılı Kanun kapsamında verilen kadınlara yönelik cinsiyete dayalı şiddeti önleyen ve bu şiddetten koruyan tedbirler, ayrımcılık olarak nitelendirilemez. Kanun kapsamında destek ve hizmet sunulmasında, temel insan haklarına ve kadın erkek eşitliğine dayalı, sosyal devlet ilkesi gereğince süratli, adil ve etkili bir usul izlenmesi ve verilen tedbir kararlarının uygulanmasında insan onuruna yaraşır bir usul izlenmesi gerekmektedir.8 B. 6284 SAYILI KANUNDA DÜZENLENEN KORUYUCU ve ÖNLEYİCİ TEDBİR KARARLARI 1. Genel Olarak Koruyucu tedbir kararları, şiddete maruz kalan veya maruz kalma tehlikesi bulunan kişinin kanun kapsamında korunmasına dair verilen tedbir kararlarıdır. Önleyici tedbir kararları ise, şiddet uygulayan kişinin, şiddet teşkil eden davranışlarının önlenmesi veya şiddetin tekrarlanmasının önlenmesi amacıyla verilen tedbir kararlarıdır. Koruyucu tedbir kararları şiddet mağduru hakkında verilirken, önleyici tedbir kararları şiddet uygulayan kişi hakkında verilir.9 6284 sayılı Kanun’da düzenlenen tedbir kararları, geçici hukuki koruma tedbiri niteliğindedir.10 6284 sayılı Kanun’un uygulanması için gereken şartlar, şiddete uğranılması veya şiddete uğrama tehlikesinin bulunması, mağdurun 7 İlay Zeynep Suata, Uygulamadan Örneklerle 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, Yetkin Yayınları, 2022, s. 23. 8 Suata, a.g.e., s. 24. 9 Sezgi Öktem Songu/ Asiye Şahin Emir, “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un Çalışma İlişkilerine Etkisi”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, C. 26, S. 2, Y. 2020, ss. 1157-1178, s. 1162. 10 Ali Haydar Yağcıoğlu, “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Prof. Dr. Şeref Ertaş’a Armağan, S. 19, Y. 2017, Ss. 913-966, S. 929.

7 TBB Dergisi 2024 (171) Dilan CAN BAYHAN 6284 sayılı Kanun kapsamında korunan kişilerden biri olması, mağdurun şikâyette bulunması veya üçüncü kişilerin ihbarının bulunması ve mülki amir, hâkim veya kolluk amiri tarafından karar verilmesidir.11 6284 sayılı Kanun kapsamında koruma altına alınan kişiler kadınlar12, çocuklar, aile bireyleri13 ve tek taraflı ısrarlı takip mağdurları14dır.15 Kanun kapsamında koruma altına alınan kadın, çocuk, aile bireyleri ve tek taraflı ısrarlı takip mağdurlarının, korumadan yararlanmak için yetkili makamlara müracaat etmeleri gerekir. Bu kişiler polis merkezleri ve karakollara, cumhuriyet başsavcılığına veya illerde vali, ilçelerde ise kaymakamlığa başvuruda bulunabilirler. Şiddet mağdurları, kolluk amiri veya mülki amir tarafından verilemeyen kararlar için Aile Mahkemesi Hakimliğine başvuruda bulunabilir.16 Ayrıca, Türkçe, Kürtçe ve Arapça hizmet veren ALO 183 hattına veya Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan acil müdahale uygulaması Kadın Destek Uygulamasına (KADES) da akıllı telefonlar vasıtasıyla ihbarda bulunulabilmektedir.17 Kanun kapsamında tedbir kararı verilebilmesi için, mağdurun şikayetinin yanı sıra üçüncü kişiler de ihbarda bulunabilirler. Buna göre şiddetin varlığı veya şiddet uygulanma tehlikesinin bulunduğu 11 Tuna, a.g.e., s. 21 12 Kanun kapsamında kadın olarak doğan ve cinsiyetini kadın olarak değiştiren her kadın evli, bekar, boşanmış, ayrı yaşayan, flört eden veya dini nikahlı olması ayırt edilmeksizin korunmaktadır. (Tuna, a.g.e., s. 45) 13 4320 sayılı Kanun’da sadece aynı çatı altında yaşayan aile bireylerinden bahsedilmekteyken, 6320 sayılı Kanun’da aile kavramının kapsamı daha da genişletilerek en geniş anlamda aile kavramına dahil bireyler koruma altına alınmıştır. (Öktem Songu ve Şahin Demir, a.g.m., s. 1159) 14 6284 sayılı Kanun’da tek taraflı ısrarlı takip mağdurları kavramı tanımlanmamış olmasına rağmen 6284 sayılı Kanun’a İlişkin Uygulama Yönetmeliğinde tanımlanmıştır. “Tek taraflı ısrarlı takip: Aralarında aile bağı veya ilişki bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, şiddet uygulayanın, şiddet mağduruna yönelik olarak, güvenliğinden endişe edecek şekilde fiziki veya psikolojik açıdan korku ve çaresizlik duygularına sebep olacak biçimde, içeriği ne olursa olsun fiili, sözlü, yazılı olarak ya da her türlü iletişim aracını kullanarak ve baskı altında tutacak her türlü tutum ve davranışı, ifade eder.” (6284 s. Kanun Uyg. Yön. m. 3/1-ş) 15 Günay, a.g.m., s. 651; Söylemez, a.g.m., s. 106; Tuna, a.g.e., s. 44. 16 Söylemez, a.g.m., s. 110. 17 Söylemez, a.g.m., 110.

8 Anayasa Mahkemesi Kararları Işığında 6284 Sayılı Kanunda Düzenlenen Tedbir Kararları ve Zorlama Hapsi hallerde herkes tarafından ihbarda bulunulabilir.18 Kamu kurumları bakımından ise, şiddet veya şiddete uğrama tehlikesinden haberdar olmaları halinde, ihbarda bulunmak bir yükümlülüktür. Şiddete veya şiddet tehlikesine tanık olan kişiler durumu kolluk, cumhuriyet başsavcılığı, hâkim, mülki amir, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM)19 veya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüklerine bildirebilirler.20 2. Koruyucu Tedbir Kararları Koruyucu tedbir kararları, şiddet mağduru hakkında verilen, şiddet mağdurunu şiddetten korumaya yönelik tedbirlerdir. Koruyucu tedbir kararları mülki amir, Aile Mahkemesi hakimleri veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kolluk amirlerince verilebilir. Koruyucu tedbir kararları, kamu kurum ve kuruluşları tarafından ŞÖNİM ile iş birliği içerisinde yerine getirilir. Koruyucu tedbir kararlarının titizlikle ve ivedilikle yerine getirilmesi gerekir. Koruyucu tedbir kararının şiddeti engellemede başarılı olabilmesi için ivedilikle yerine getirilmesi büyük önem arz eder. Aksi takdirde olumsuz sonuçların ve hak kayıplarının meydana gelmesi kaçınılmaz olacaktır. Tedbir kararları, geçici kararlardır. Bu nedenle mülki amirin veya hâkimin belirlediği süre için geçerli olurlar. Koruyucu tedbir kararları esasında, şiddeti engellemede ve şiddet mağdurunun hayata uyum sağlamasının ilk aşamalarında önem göstermektedir. Şiddetin veya şiddet uygulanması tehlikesinin sona ermesi ve şiddet mağdurunun koruyucu tedbirlerin amacına uygun olarak kendi ayakları üstünde durabilmesi ile tedbir kararlarının uygulanmasına da gerek kalmaya18 Günay, a.g.m., s. 673. 19 Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı olarak şiddet mağduru kadın ve çocuklara destek olmak amacıyla 2012 yılında hayata geçirilmiş olan kurumlardır. Bu merkezlerde, 6284 sayılı Kanun kapsamın şiddet mağdurlarına destek, rehberlik ve danışmanlık, geçici maddi yardım, çocuk bakım yardımı, tıbbi destek, hukuki destek, istihdam desteği, eğitim öğretim desteği, çocuklar için burs gibi hizmetler verilmektedir. (Volkan Müftüoğlu, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Işığında Türkiye’de Kadına Yonelik Şiddetin Önlenmesi Kapsamında Son Dönemde Alınan Tedbirler”, İnsan Hakları Dergisi, S. 11, Y. 2023, ss. 21-29, s. 27) 20 Tuna, a.g.e., s. 52.

9 TBB Dergisi 2024 (171) Dilan CAN BAYHAN cağından, sona erecektir. Koruyucu tedbir kararları, ilk seferde en fazla altı ay için verilebilir. Ancak şiddetin veya şiddet uygulanması tehlikesinin devam etmesi halinde, resen veya şiddet mağdurunun, müdürlük, ŞÖNİM veya kolluk görevlilerinin talebi üzerine tedbir süresinin değiştirilmesine veya aynen devam ettirilmesine karar verilebilir.21 Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin mevcut olduğuna dair delil ve belge aranmaz. Buna göre, soyut bir iddiayı içeren dilekçe veya beyan olsa dahi şiddet olayının özelliğine göre, takdir hakkı kullanılarak koruyucu tedbir kararı verilebilir. Bunun haricinde, şiddetin gerçekleşip gerçekleşmediğine veya şiddet tehlikesinin bulunup bulunmadığına dair herhangi bir belge ve delil aranmaz.22 a. Mülki Amir Tarafından Verilebilen Koruyucu Tedbir Kararları Mülki amir tarafından verilebilen koruyucu tedbir kararları, 6284 sayılı Kanunun 3/1 maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir: “(1) Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere mülkî amir tarafından karar verilebilir: a) Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması. b) Diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapılması. c) Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi. ç) Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması. d) Gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocukları varsa çalışma yaşamına katılımını desteklemek üzere dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendirilmek kaydıyla Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlanması.” 21 Yağcıoğlu, a.g.m., s. 950. 22 Günay, a.g.m., s. 674; Yağcıoğlu, a.g.m., s. 947.

10 Anayasa Mahkemesi Kararları Işığında 6284 Sayılı Kanunda Düzenlenen Tedbir Kararları ve Zorlama Hapsi Mülki amir tarafından verilebilen koruyucu tedbir kararları; uygun barınma yeri sağlanması, geçici maddi yardım yapılması, rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi, geçici koruma altına alınması ve kreş imkanının sağlanmasıdır. Kanunda düzenlenen tedbir kararları sınırlayıcı değildir, örnek olarak sayılmıştır. Mülki amir, kanunda düzenlenen tedbir kararlarından birine veya birkaçına karar verebilir. Mülki amir, kanunda düzenlenen tedbir kararlarına benzer başka tedbirlere de karar verebilir.23 Mülki amire tedbir kararı verme hususunda takdir yetkisi tanınmıştır. Mülki amir, somut olayın özelliklerine göre, delil olmaksızın koruyucu tedbir kararı verebilir. Ancak tedbir kararı verilirken, kanunun amacına uygun olarak, etkin, ivedi ve keyfilikten uzak bir biçimde hareket edilmesi gerekir.24 (1) Uygun Barınma Yeri Sağlanması 6284 sayılı Kanun kapsamında mülki amir, şiddet mağduru hakkında uygun barınma yeri sağlanmasına dair tedbir kararı verebilir (6284 s. Kanun m. 3/1-a). Mülki amir tarafından uygun barınma yeri sağlanmasına dair tedbir kararı verilen kişiler, Bakanlığa ait veya Bakanlığın denetim ve gözetiminde olan yerlerde barındırılırlar. Bakanlığın barınma yerlerinin yetersiz kaldığı hallerde şiddet mağduru kişiler, kamu kurum ve kuruluşlarına ait sosyal tesis, yurt ve benzeri yerlerde güvenli bir biçimde nakli sağlanıncaya kadar geçici olarak barındırılırlar.25 Barınma yeri sağlanması tedbiri ile şiddet mağdurlarının tekrar şiddete maruz kalmaları engellenir. Aynı zamanda şiddet mağduru ve çocuklarının evsiz kalmaları önlenip, barınma yerleri olmadığından şiddete maruz kaldıkları yere geri dönme ihtimalleri engellenmiş olur.26 Bununla birlikte şiddet mağduruna uygun barınma yeri sağlanması kararı verilmesi ile, şiddet mağdurunun şiddete maruz kaldığı 23 Tuna, a.g.e., s. 57, Söylemez, a.g.m., s. 111; Günay, a.g.m., s. 659. 24 Tuna, a.g.e., s. 57, Söylemez, a.g.e., s. 111. 25 Eray Karınca, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Türkiye Barolar Birliği Yayınları, 2021, s. 41; Söylemez, a.g.m., s. 113; Günay, a.g.m., s. 660. 26 Günay, a.g.m., s. 660; Tuna, a.g.e., s. 60.

11 TBB Dergisi 2024 (171) Dilan CAN BAYHAN ortamdan uzaklaşması sağlanarak, şiddetin etkilerinin silinmesine ve normal hayata uyum sağlamasına yardımcı olunur. Şiddet mağduru olan kadınlar, kadın konukevlerine27 kabul edilmek için il müdürlüğüne, ŞÖNİM’e veya kolluğa başvurabilirler.28 2022 yılı itibariyle Türkiye’de 112’si Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı olmak üzere toplam 149 adet konukevi bulunmaktadır. 3 bin 624 yatak kapasiteli olan konukevleri ortalama yüzde 75 doluluk oranına sahiptir.29 (2) Geçici Maddi Yardım Sağlanması Mülki amir, şiddet mağduru hakkında geçici maddi yardım yapılmasına dair tedbir kararı verebilir (6284 s. Kanun m. 3/1-b). Geçici maddi yardım sağlanması tedbiri ile şiddet mağdurunun, şiddet uygulayan kişiye ekonomik olarak muhtaç olmasının engellenmesi sağlanır.30 Bu tedbir kararı kapsamında şiddet mağduruna, kendi düzenini kuruncaya kadar maddi yardım yapılması ile şiddet uygulayan kişiye olan bağımlılığı azaltılarak şiddetin önlenmesi sağlanmaya çalışılır.31 Şiddet mağdurunun maddi yardım alması, şiddet gördüğü ortamdan uzaklaşmasına dair güven sağlamasının yanı sıra sonrasındaki hayatına uyum sağlaması bakımından destek de sağlamaktadır. Şiddet mağduruna geçici maddi yardım kararı ile, on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen net asgari ücretin otuzda biri tutarı kadar günlük ödeme yapılır. Korunan kişi birden fazla ise, ilave her kişi için günlük ödemenin yüzde yirmisi kadar ek ödeme yapılır. Ancak her halde ödenecek tutar, günlük ödeme tutarının bir buçuk katını geçemez. Korunan kişiye barınma yeri de sağlanması halinde bu tutarlar 27 Kadın konukevleri, fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel şiddete maruz kalan kadınları şiddetten koruyan, kadınlara destek olan ve çocuklarıyla birlikte ihtiyaçlarını karşılayan, kadınlara ve çocuklara geçici barınma imkânı sağlayan sosyal hizmet kuruluşlarıdır. Kadın konukevlerinin amacı, şiddet mağduru kadınların, şiddetin olmadığı bir ortamda yaşamış oldukları travma ile baş edebilmeleri ve sağlıklı ilişkiler kurarak sosyal hayata uyum sağlayabilmeleri için çalışmalar yapmak ve konukevlerinden ayrıldıktan sonra kendi talepleri doğrultusunda yaşamlarını sürdürebilmelerini sağlamaktır. (Müftüoğlu, a.g.m., s. 28) 28 Tuna, a.g.e., s. 60. 29 https://www.aile.gov.tr/ksgm/haberler/aile-ve-sosyal-hizmetler-bakanligikadin-konukevlerini-yayginlastiriyor/ (e.t. 10.01.2024). 30 Tuna, a.g.e., s. 61; Günay, a.g.m., s. 660. 31 Söylemez, a.g.m., s. 113.

12 Anayasa Mahkemesi Kararları Işığında 6284 Sayılı Kanunda Düzenlenen Tedbir Kararları ve Zorlama Hapsi yüzde elli oranında azaltılır. Korunan kişinin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfından veya ilgili dernek ve vakıflardan yardım alıyor olması, geçici maddi yardım almasına engel teşkil etmez.32 Geçici maddi yardım sağlanması tedbiri ile korunan kişiye yapılan yardımlar, Bakanlığın geçici maddi yardımlar için konulan bütçesinden karşılanır ve tebliğ tarihinden sonra bir ay içinde şiddet uygulayandan tahsil edilir. Şiddet uygulayandan tahsil edilemeyen yardımlar, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre vergi dairelerince tahsil edilir. Şiddet mağdurunun gerçeğe aykırı beyanda bulunarak geçici maddi yardım talep ettiğinin tespit edilmesi durumunda, şiddet mağduruna yapılan ödemeler kendisinden 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.33 (3) Rehberlik ve Danışmanlık Hizmeti Verilmesi Mülki amir, şiddet mağduru hakkında rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesine dair tedbir kararı verebilir (6284 s. Kanun m. 3/1c). Şiddet mağduru kişinin, uğramış olduğu şiddet ve haksızlıkların, fiziksel ve psikolojik olumsuz etkileri söz konusu olabilir. Psikolojik olarak korku, depresyon, kaygı, sinirsel durumlar gibi yan etkiler ortaya çıkabilir.34 Şiddetin, mağdur üzerindeki bu yan etkilerinin rehabilite edilmesi, psikolojik açıdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesiyle daha hızlı sağlanır.35 Rehberlik ve danışmanlık hizmeti kapsamında kişinin, psikolojik ve sosyoekonomik durumu değerlendirilerek, hakları ve destek alabileceği kurumlar hakkında bilgilendirilmesi, meslek edindirme kurslarına katılmasına yönelik faaliyetlerde bulunarak iş bulma ve benzeri konularda gelişmesine yardımcı olunur. Bunun yanı sıra şiddet mağdurunun gerekli seçimleri, yorumları ve planları yapıp karar verebilmesine yardımcı olacak bilgi ve becerilerin kazandırılması konusunda da yardımcı olunur. Şiddet mağduruna psikolojik destek sunulması için gerekli hizmetler verilir.36 32 Karınca, a.g.e., s. 43; Söylemez, a.g.m., s. 114. 33 Karınca, a.g.e., s. 43; Günay, a.g.m., s. 660. 34 Hülya Aksakal/Mehmet Atasayar, “Aile İçi Kadına Yönelik Şiddetin Biyo-PsikoSosyal Sonuçları Üzerine Bir Çalışma”, Akademik Bakış Dergisi, C. 26, Y. 2011, ss. 1-12, s. 9; Tuna, s. 62. 35 Günay, a.g.m., s. 661; Tuna, a.g.e., s. 62. 36 Söylemez, a.g.m., s. 115.

13 TBB Dergisi 2024 (171) Dilan CAN BAYHAN Şiddet mağdurunun hukuki rehberliğe ihtiyacı olması halinde ise şiddet ve şiddet tehlikesi nedeniyle açılan idari, hukuki ve cezai davalar ile çekişmesiz yargı işlerine müdahil olunmayı da içeren gerekli hukuki destek ve danışmanlık hizmeti verilir.37 (4) Geçici Koruma Altına Alınması Mülki Amir, olayın niteliği, şikâyet ve ihbar göz önünde bulundurularak, şiddet mağdurunun hayati tehlikesinin bulunması durumunda, geçici koruma altına alma tedbiri verebilir (6284 s. Kanun m. 3/1-ç). Geçici koruma altına alma tedbiri ilgilinin istemi üzerine veya resen verilebilir. Bu koruma tedbirinin uygulanması, şiddet mağdurunun hayati tehlikesinin bulunması şartına bağlanmıştır. Hayati tehlikenin bulunması durumunun değerlendirilmesinin nasıl yapılacağı veya hangi hallerde hayati tehlikenin var olduğunun kabul edileceği kanunda düzenlenmemiştir.38 Geçici koruma tedbiri verilirken, şiddet mağdurunun hayati tehlikesinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi mülki amir tarafından, somut olayın özelliklerine göre yapılır. Bu değerlendirme yapılırken, şiddet mağdurunun yaşam hakkının korunması için, katı bir değerlendirme yapılmamalı, tehdit gibi durumların bulunması veya kadının beyanının esas alınması yeterli görülmelidir.39 Hayati tehlike kavramı, 6284 sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’te bir kimsenin ölümle sonuçlanabilecek bir şiddete maruz kalması veya maruz kalma ihtimalinin bulunması şeklinde tanımlanmaktadır.40 Geçici koruma altına alma tedbiri kapsamında fiziki koruma, yirmi dört saat kesintisiz bir şekilde şiddet mağdurunun, bütün tehlikelerden korunması amacıyla kolluk görevlileri tarafından her türlü cihaz ve teknikle yerine getirilen tedbirlerdir.41 Fiziki koruma konutta koruma, işyerinde koruma, yakın koruma, motorize veya yaya devriye ile koruma usullerinden biri veya birkaçı ile yapılabilir.42 37 Söylemez, a.g.m., s. 116. 38 Günay, a.g.m., s. 661; Tuna, a.g.e., s. 63. 39 Günay, a.g.m., s. 661; Söylemez, a.g.m., s. 117. 40 Karınca, a.g.e., s. 44. 41 Karınca, a.g.e., s. 44; Tuna, a.g.e., s. 63, Söylemez, a.g.m., s. 117. 42 Söylemez, a.g.m., s. 117.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1