Türkiye Barolar Birliği Dergisi 171.Sayı

116 Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a Getirilen Geçici Madde 10 Hükmü Üzerine Bir İnceleme timsizlik serbestlik halini bu kapsama dahil olan hükümlüler bakımından adeta kalıcı hale getirmiştir. Denetimli serbestlik müdürlüklerinin iş yükünü önemli derecede azaltan bu hükmün, denetimli serbestlik tedbirinin temel amaçlarıyla uyuşmadığına işaret edilmelidir. Bunun yerine bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulması (CGTİHK m. 105/A, f. 5-b) ya da belirlenen yer veya bölgelere gitmemesi (CGTİHK m. 105/A, f. 5-c) gibi hafif derecede denetime imkân veren yükümlülüklerin devam ettirilmesi gerekirdi. Aksi durum ceza adaletine ve cezanın caydırıcılığına zarar vermektedir. Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazını düzenleyen 105/A maddesinin kaldırılmaması yönünde bir irade varsa, geçici maddelerle bu hükmü adeta örseleyen değişikliklerden uzak durulması gerekmektedir. Nitekim düzenlenen geçici maddelerle denetimli serbestlik tedbirindeki denetim unsurunun izale edildiği görülmektedir. Ülkemizde denetimli serbestlik yükümlülerinin önemli derecede fazla oluşu da bu denetimsizliğe bahane oluşturmamalıdır. Uygulama örneklerinde görüldüğü üzere Geçici Madde 10 hükmü, kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmayı oldukça kolaylaştırmıştır. Her üç yılda bir kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmayı kolaylaştıran geçici madde ihdas etmek yerine, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nde değişiklik yapılarak kalıcı düzenlemeler ortaya konulması gerekir. Kalıcı düzenlemeler yapılırken genel önleme ve özel önlemeye riayet edilmeli, hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici faktörler üzerinde çalışılmalıdır. Bu hususlar sağlandığı takdirde toplum suça karşı korunmuş ve ceza adaleti sağlanmış olur. Buna karşılık bu konuya ilişkin getirilen her geçici maddenin cezanın ıslahı ve caydırıcılığını önemli derecede zedelediğini düşünmekteyiz. Ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü sayısını düşürebilmek adına geçici maddelerle ortaya konulan geçici çözümlerden uzak durulmalıdır. Yukarıda yer verdiğimiz üzere ceza infaz kurumlarında bulunan kişi sayılarının sürekli arttığı göz önüne alındığında bu geçici maddelerin de geçici bir süreliğine dahi rahatlama sağlamadığı sonucuna ulaşılabilir. Konuyla ilgili kalıcı düzenlemelere ihtiyaç vardır. Kalıcı düzenlemelerden kasıt ceza infaz politikasının şeffaf bir şekilde ve kamuoyunun daha fazla cezalandırma isteği baskısına prim vermeksizin hazırlanmasıdır. İşlenen suça ilişkin ceza miktarının ağırlaşması

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1