162 Hukuk Muhakemeleri Kanunu Uyarınca Tarafsızlığından Şüphe Edilmeyi Haklı Gösteren Durum ve Koşullar Nedeniyle Hakemin Reddi belirlenmiş olması, hakemin reddi talebinde bulunulması hâlinde, bu durumun hakem sözleşmesi ve tahkim üzerindeki etkileri bakımından önem taşır. Zira tahkim yargılamasının akıbeti hakemlerin ismen belirlenip belirlenmediğine göre tespit edilir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 418’inci maddesinin beşinci fıkrasına göre, “Seçilen hakemin veya hakem kurulunun tümünün ya da karar çoğunluğunu ortadan kaldıracak sayıda hakemin ret talebini mahkemenin kabul etmesi hâlinde tahkim sona erer. Ancak tahkim sözleşmesinde hakem veya hakemlerin isimleri belirlenmemişse yeniden hakem seçimi yoluna gidilir”.197 O hâlde, hakem kurulunun tümü reddedilmemişse ya da reddedilen hakem sayısı karar çoğunluğunu ortadan kaldırmıyorsa, hakemin reddi talebinin kabul edilmesi tahkimin doğrudan sona ermesine neden olmaz. Örneğin, hakem kurulundan bir veya birkaç hakemin reddi talebi kabul edilmişse, tahkimin sona ermesi söz konusu olmayacağı gibi yeniden hakem seçilmesi de mümkündür. Belirtmek gerekir ki, HMK m. 418/V uyarınca, seçilen hakemin, hakem kurulunun tümünün veya karar çoğunluğunu ortadan kaldıracak sayıda hakemin ret talebinin kabul edilmesi hâlinde tahkimin sona ermesi, hakem veya hakemlerin tahkim sözleşmesinde ismen belirlenmesine 197 Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 421’inci maddesinin üçüncü fıkrasında da paralel bir düzenleme yer almaktadır. Bu düzenlemeye göre ismen belirlenen hakemlerin görevinin herhangi bir sebeple sona ermesi hâlinde tahkim de sona erer. Burada hakemin reddi dışında ölüm, istifa azil gibi durumlar nedeniyle de görevin sona ermesinin tahkimi sona erdireceği hüküm altına alınmıştır. Kanun’da bu hususa ilişkin açık düzenleme yapılmadan önce doktrinde, hakemlerin ismen belirlenmesi, istifa, ölüm ret, hastalık gibi nedenle sürekli olarak görev yapamayacak hâle gelmesi ve tahkim sözleşmesinde yerine başkasının seçileceğinin öngörülmemesi hâlinde tahkim sözleşmesinin hükümsüz olduğu ifade edilmekteydi (Ansay, s. 411; Karadaş, s. 118). Yargıtay da ismen belirlenen hakemin görev yapamayacak hâle gelmesi durumunda tahkim yargılamasının sona ereceğini içtihat etmekteydi. “…hakemlerden bir veya birkaçının çekilmesi, tarafların avukatlığını yapmış olması sebebiyle reddedilip ret isteminin kabul edilmesi veya ölmesi hallerinde hakemleri ismen belirleyen tahkim sözleşmesi hükümsüz hale gelir. Bu durumda davanın yetkili ve görevli genel mahkemelerde görülüp sonuçlandırılması gerekir. İsmen gösterilme durumunda çekilen, reddedilen veya ölen hakemin yerine başka birisinin seçilerek yeni hakem kurulunun oluşturulması mümkün değildir”, Yargıtay 15. HD, T. 20.10.2010, E. 2010/6003, K. 2010/5521, (Legalbank Elektronik Hukuk Bankası, Erişim Tarihi 30.12.2023). Bu konuda etraflı bilgi için ayrıca bkz. Elif Irmak Büyük, “Tahkim Sözleşmesinde İsmen Belirlenen Hakem veya Hakemlerin Görevinin Sona Ermesinin Tahkim Yargılamasına Etkisi”, Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.9, S. 1, Haziran 2021, s. 140 vd.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1