290 Kurumsal Yönetim Perspektifinde İş Adamı Kararı İlkesinin Bir Değerlendirmesi companies to be governed in a transparent, fair and responsible manner. The business judgment rule is consistent with these principles and aims to encourage managers to serve and take risks; to prevent judicial interference in business decisions; and to preserve the central decision-making role of the board in corporate governance. Keywords: Corporate Governance, Business Judgement Rule, BJR, Board of Directors, Liability GİRİŞ İlk kez Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkmış olan “işadamı kararı ilkesi” (business judgment rule), yönetim kurulu üyelerinin, yaptığı işlerden sorumluluklarının değerlendirilmesinde bir ölçüt olarak kullanılmaktadır.1 İlke Türk pozitif hukukunda düzenlenmemiş olmakla birlikte,2 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun3 (TTK) “Özen 1 Semih Sırrı Özdemir, İş Adamı Kararı İlkesi (Business Judgment Rule) ve Türk Hukukunda Uygulanabilirliği, On İki Levha Yayıncılık, 2017, s. 1. 2 İş adamı kararı Türk hukukunda pozitif bir şekilde düzenlenmemiştir. TTK’nın yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü şahısların özen ve bağlılık yükümlerini düzenleyen 369. maddesinin gerekçesinde “kararı” ilkesi özen yükünün bir göstergesi diğer ifade ile ölçütü olarak tanımlayabileceğimiz tedbirli yöneticinin gözeteceği kurumsal yönetim ilkelerine uygun olarak alacağı kararların dayandığı ilke olarak tanımlanmıştır. “İş adamı kararı” ilkesinin amacı yöneticilerin şirketin faaliyetlerini gerçekleştirebilmesi adına kişisel olarak sorumlu tutulmaktan korkmadan riskli kararları doğacak hukuki sorumluluktan çekinmede alabilmelerini sağlamaktır. Netice itibarıyla 369. madde, gerekçesiyle beraber yorumlandığında özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan sorumluluk davalarında kanunun gerekçesinde yer alan “kararı”nın kanun metninde yer alan tedbirli yönetici özeninin tespitinde başvurulması gereken yegâne ölçütlerden biri olduğu açık olsa da kararının Türk hukukunda ABD hukukunda olduğu gibi geniş kapsamlı olarak yorumlanması kanun metni açısından değerlendirildiğinde mümkün gözükmemektedir. Gerekçede yer alan tedbirli yönetici kavramı soyut bir ifade niteliği taşımakta iken ilgili kavramın gerekçede sınırları çizilmemiş ve tanımı gerçekleştirilmemiş bir diğer soyut kavram olan “kararı” ilkesi ile bütüncül bir yapı içerisinde değerlendirilmesi sonucunda 2 ayrı soyut kavramın yarattığı bu durumu somut davalarda uygulamak güçleşmektedir. Kanımca uygulamada hâkimler, şirketler özelinde 369. madde hükmünü gerekçede belirtilen ölçütler dâhilinde amaçsal yorumlamalı ve BK 49 hükümleri çerçevesinde yapacakları değerlendirmelerde gerekçede belirtilen “kararı” ilkesini her somut olayda şayet yöneticilerin aldığı kararlar açık ve kesin olarak TTK’nın emredici ve açık düzenlemelerine ve esas sözleşmeye aykırı olmadığı takdirde ayrı ayrı değerlendirmelidir. Çünkü iş adamı kararı ilkesi, öncelikle bir tespit ilkesidir. İş adamı kararı ilkesi yöneticilerin verdiği davaya konu kararlara tabir yerindeyse bir büyüteç gibi tutulmalı ve bu büyüteç ile yönetim yetkisine ilişkin takdir kapsamında olan bir kararın keyfilikle mi yoksa tedbirli yöneticide olması gerekli özenli tutum ile davranılıp incelemeler yapılmak suretiyle mi alındığı belirlenmelidir. 3 R.G. 14.2.2011/27846.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1