Türkiye Barolar Birliği Dergisi 171.Sayı

367 TBB Dergisi 2024 (171) Alptekin Burak BOYDAK nekleştirildiği bazı düzenlemeler de bulunmaktadır. Nitekim 4857 sayılı İş Kanunu’nun 5’inci maddesinin son fıkrasında belirtildiği üzere işçi, işverenin eşit işlem borcuna aykırı davrandığını güçlü bir biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren böyle bir ihlalin mevcut olmadığını ispat etmekle yükümlüdür. Aynı şekilde 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25’inci maddesinin yedinci fıkrasında fesih dışında işverenin sendikal ayrımcılık yaptığı iddiasını işçi ispat etmekle yükümlü olduğu, ancak işçinin sendikal ayrımcılık yapıldığını güçlü biçimde gösteren bir durumu ortaya koyması hâlinde işverenin davranışının nedenini ispat etmekle yükümlü olacağı açıkça düzenlenmiştir.” ifadelerine yer vermek suretiyle somut olayın safahatı ve tecrübe kuralları bir bütün olarak değerlendirildiğinde işçinin yaklaşık ispat olarak değerlendirilebilecek emareler ortaya koyması halinde artık işverenin bunun aksini iddia etmesi gerektiği noktasında bir yaklaşımın benimsendiğini söyleyebiliriz.31 Yüksek Mahkeme kararlarında her ne kadar tam anlamıyla bir istikrar oluştuğu söylenemese de kimi kararlarda mobbingin varlığının ispatı noktasında kesin ağırlıkta deliller aranmadığı; davacının bu olguyu öne sürüp davalının davranışlarının ve eldeki delillerin psikolojik tacizin varlığı noktasında karine oluşturduğu durumlarda davacı lehine karar verilebildiği görülmektedir. Nitekim bu noktada yüksek mahkeme önüne gelen bir uyuşmazlıkta; “Mobbingin varlığı için kişilik haklarının ağır şekilde ihlaline gerek olmadığı, kişilik haklarına yönelik haksızlığın yeterli olduğu, ayrıca mobbing iddialarında şüpheden uzak kesin deliller aranmayacağı; davacı işçinin, kendisine işyerinde mobbing uygulandığına dair kuşku uyandıracak olguların ileri sürmesinin yeterli olduğu, işyerinde mobbing gerçekleşmediğini ispat külfetinin davalıya düştüğü; tanık beyanları, sağlık raporları, bilirkişi raporu, kamera kayıtları ve diğer tüm deliller değerlendirildiğinde mobbing iddasının yeterli delillerle ispat edildiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir”32 ifadeleriyle davacının iddia ettiği psikolojik taciz olgusu bakımından makul bir şüphe oluşturacak vakaları ileri sürmesi halinde ispat yükünün davalıya geçeceğini içtihat 31 Y. H. G. K. , T. 04.10.2018, E. 2015/2274, K. 2018/1428, , www. yargitay.gov.tr 32 Yargıtay 22. H.D. E. 2013/693 K. 2013/30811 T. 27.12.2013 (www.kazanci.com)

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1