Türkiye Barolar Birliği Dergisi 171.Sayı

27 TBB Dergisi 2024 (171) Dilan CAN BAYHAN veya maruz kalma tehlikesi bulunduğuna dair olguların bulunması gerektiği yönündedir. Buna göre önleyici tedbir kararları bir yandan, kişinin temel hak ve özgürlüklerini sınırlayıcı nitelikte olsa dahi diğer yandan, kişinin vücut dokunulmazlığını ve yaşam hakkını koruyucu niteliğe sahip olduğu için, tarafların hak ve özgürlükleri arasındaki dengenin gözetilmesi gerekir.87 Konuyla ilgili bizim görüşümüze göre, kanunun lafzı incelendiğinde, önleyici tedbir kararı verilmesinde delil veya belge aranmasına yönelik bir düzenleme yapılmamış olması, kanun koyucunun iradesinin de tedbir kararı verilirken delil veya belge aranmaması yönünde olduğunu göstermektedir. Kaldı ki 6284 sayılı Kanun’da düzenlenen tedbir kararları ile, öncelikle şiddet mağdurunun yaşam hakkının korunması ve şiddetin önlenmesi amaçlandığından, kanun kapsamında düzenlenen tedbir kararları acil durumlarda verilen ve ivedi olarak karar verilmesi ve uygulanması gereken tedbirlerdir. Bu kapsamda, önleyici tedbir kararı verilirken delil veya belge araştırması yapılması kanunun amacına aykırı düşmektedir. Önleyici tedbir kararlarının, kişinin hak ve özgürlüklerine ilişkin olmasına rağmen süreyle sınırlı 87 “34. 6284 sayılı Kanun’un 5. maddesinde örnekleyici olarak bir kısım önleyici koruma tedbirleri belirlenmiş, 8. maddenin (3) numaralı fıkrasında Kanun’un 4. maddesinde belirtilen ve hâkim tarafından verilebilen koruyucu tedbir kararları için, şiddetin varlığı hususunda delil veya belge aranmayacağı belirtilmiştir. Bunun yanında ağırlıklı olarak aleyhine tedbir kararı verilen kişinin temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı niteliği olan ve Kanun’un 5. maddesinde düzenlenen önleyici tedbir kararları için böyle bir ayrıksı durum öngörülmemiştir. 35. Buna ilişkin Kanun gerekçesinde, şiddete maruz kalan veya maruz kalma tehlikesi altında bulunan kişilerle ilgili koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için herhangi bir delil araştırması veya belge ibrazı aranmazken önleyici tedbir kararı verilebilmesi için kişinin şiddete maruz kaldığı veya maruz kalma tehlikesi altında bulunduğu hususunda olguların varlığının gerektiği, aksi yöndeki uygulamanın kişilere kanunla sağlanan hakkın kötüye kullanılmasına sebebiyet verebileceği hususu vurgulanmıştır. 36. Nitekim tedbir kararları ile bir tarafın vücut dokunulmazlığı veya yaşam hakkı gibi kişi için olmazsa olmaz hak ve menfaatlerin korunması amaçlanırken diğer taraftan özellikle mahkemece verilen veya onaylanan önleyici tedbirlerle kişi hak ve özgürlüklerine önemli ölçüde sınırlamalar getirilmiş olacaktır. Dolayısıyla tedbir kararlarından olumlu ya da olumsuz etkilenen tarafların temel hak ve özgürlükleri arasındaki dengenin gözetilmesi gerekmektedir.” (Salih Söylemezoğlu, B. No: 2013/3758, 6/1/2016, § 7) (https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/ e.t. 02.01.2024)

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1