Türkiye Barolar Birliği Dergisi 171.Sayı

30 Anayasa Mahkemesi Kararları Işığında 6284 Sayılı Kanunda Düzenlenen Tedbir Kararları ve Zorlama Hapsi Şiddet uygulayan hakkında verilen, korunan kişinin evine, konutuna, işyerine, okuluna ve diğer yerlere yaklaşmamasına dair tedbir kararının ihlal edilmesi halinde, konut dokunulmazlığının ihlali suçu meydana gelmemektedir. Bu tedbirin konut dokunulmazlığını korumaya yönelik değil şiddet mağdurunu korumaya yönelik olması ve tedbirin ihlalinin zorlama hapsi yaptırımına tabi tutulması nedenlerinden dolayı önleyici tedbirin ihlalinin ayrıca konut dokunulmazlığını ihlal suçunu oluşturmayacağı belirtilmektedir.95 c. Şiddet Uygulayanın Korunan Kişinin Yakınlarına, Çocuklarına ve Şiddetin Tanıklarına Yaklaşmaması Hâkim, şiddet uygulayanın, şiddet mağdurunun yakınlarına, çocuklarına veya şiddetin tanıklarına yaklaşmamasına dair tedbir kararı verebilir (6284 s. Kanun m. 5/1-d). Bu tedbir kararının verilebilmesi için şiddet mağdurunun yakınlarının da şiddete uğramış olması gerekmemektedir. Şiddet mağduruna yardım ettikleri veya şiddete tanık oldukları için şiddet mağduru dışındaki diğer kişiler de şiddet tehdidi altındadır. Bu kişilerin şiddetten korunması için tedbir alınması büyük önem arz eder.96 Bu tedbirin verilebilmesi için, korunan kişinin yakınları veya şiddet tanıklarının, 6284 sayılı Kanun kapsamında koruma altına kişilerden olup olmamasının önemi bulunmamaktadır.97 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’nin OPUZ davasında da şiddet mağdurunun annesi, şiddet uygulayan tarafından tehdit edilmiş ve öldürülmüştür.98 Hâkim şiddet uygulayanın, şiddet mağduru ile ortak çocuklarına yaklaşmamasına dair de tedbir kararı verebilir. Ancak şiddet uygu95 Günay, a.g.m., s. 666. 96 Söylemez, a.g.m., s. 131; Tuna, a.g.e., s. 75. 97 Günay, a.g.m., s. 667. 98 AİHM, OPUZ/Türkiye kararında devletin, başvurucu ve annesinin şiddetten korunmasına yönelik etkili önlemler almayıp, vatandaşını şiddetten koruyamaması nedeniyle AİHS’nin ihlal edildiği kararını vermiştir. Opuz davası, AİHM’nin bir ülkeyi kadına yönelik olan şiddeti engellemekte başarısız olduğu gerekçesi ile ilk defa tazminata mahkûm etmesi ve kadına yönelik gerçekleşen cinsiyete dayalı şiddetin bir ayrımcılık şekli olarak kabul edilmesi nedeniyle kadına yönelik şiddet olayları bakımından bir dönüm noktasıdır. (Esma Yağmur Sönmez, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Işığında Türkiye’de Kadına Yonelik Siddetın Ö nlenmesi”, İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları Dergisi- Istanbul University Journal of Women’s Studies, S. 20, Y. 2020, ss. 1–17, s. 7)

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1