44 Anayasa Mahkemesi Kararları Işığında 6284 Sayılı Kanunda Düzenlenen Tedbir Kararları ve Zorlama Hapsi olan tehlike ve risklere karşı kamu makamları tarafından korunma hakkını içermektedir.140 Yaşam hakkının en temel insan hakkı olması sebebiyle korunması özellik arz etmektedir. Bu kapsamda devlet hem insan yaşamını yok etmeme anlamında negatif yükümlülük, hem de insan yaşamını etkili olarak korumak, bu hakkın ihlal edilmesi durumunda caydırıcı ceza hükümleri düzenlemek ve ceza soruşturma ve kovuşturmasını etkili bir biçimde organize etmek yönünden pozitif yükümlülük altındadır.141 Yaşam hakkı, Anayasa’nın 17. maddesinde düzenlenmiştir.142 Anayasa Mahkemesi, 29/9/2021 tarihli T.A. başvurusunda, yaşam hakkının ihlal edildiği kararını vermiştir. Söz konusu karara konu olayda, akademisyen olarak görev yapan S.E., eski eşi V.A. tarafından hem boşanma davası sürecinde hem de sonraki süreçte birçok kez rahatsız edilmiş, hakarete uğrayarak ölümle tehdit edilmiştir. S.E., her olay sonrasında kolluğa başvurarak V.A.’dan şikayetçi olmuş, hatta tehdit nedeniyle Sulh Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada hayatından endişe ettiğini, V.A.’nın tedbir kararlarını ihlal ettiğini, müşterek çocukla ilişkinin sona erdirilmesi gerektiğini belirterek savcılığa da şikayette bulunmuştur. Bu süreçte 6284 sayılı Kanun kapsamında tedbir kararları alınması talep edilse dahi, talep edilen bazı tedbir kararları kabul edilmemiş ve verilen tedbir kararlarından yaklaşmama yönündeki tedbir kararı da muhatabı olan V.A.’ya tebliğ edilmemiştir. Bu karardan önce verilen tedbir kararının ise V.A.’ya tebliğ edilip edilmediği ise belirsizdir. Son olarak, müşterek çocuğun teslimi 140 Sezgin Tanrıkulu, “İHAM Kararlarında ve Türk Hukukunda Yaşam Hakkı”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, S. 66, Y. 2006, ss. 51-94, s. 52. 141 Cengiz Topel Çiftçioğlu, “Yaşama Hakkı”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, S. 103, Y. 2012, ss. 137-168, s. 143. 142 “Madde 17 – Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz. (…)[12] meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması (…)[13] veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır.”
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1