Türkiye Barolar Birliği Dergisi 172.Sayı

114 Ceza Mahkemelerinin Madde ve Yer Yönünden Yetkisizlik Kararlarına İtiraza İlişkin Değerlendirmeler maddesinin, “asliye ceza mahkemesi ile ağır ceza mahkemesi arasında çıkan olumsuz görev uyuşmazlıklarında yargı çevresinde ağır ceza mahkemesinin tek olması hâli”nde sorunu çözecek olan bir hukuki kurum olduğu tespiti yerinde değildir. İlgili hüküm, ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması konusundan bağımsızdır ve birden çok daire bulunsun ya da bulunmasın ancak madde yönünden yetkisizlik uyuşmazlığı çıktığında uygulama alanı bulabilir, ki itiraz mekanizması nedeniyle bu uyuşmazlığın çıkma ihtimalinin düştüğüne yukarıda değinilmiştir. Anayasa Mahkemesi kararında belirtildiği gibi, “mahkemelerin görevine ilişkin iddia ve değerlendirmelerin hükmün tabi olduğu kanun yolu incelemesi sırasında da göz önünde bulundurulan hukuki sorunlardan biri olması” güvence teşkil eden bir denetime olanak vermektedir. Ancak bu saptama ile “Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen görevsizlik kararlarına yapılacak itirazların incelenmesinin yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesince gerçekleştirilmesiyle kanun yolu davasının en az giderle ve süratle sonuçlandırılmasının amaçlandığı” şeklindeki diğer saptama bir arada düşünüldüğünde, itiraz mekanizmasının davaların en az giderle ve süratle sonuçlandırılması amacına ne derece uygun olduğu konusunda soru işaretleri gündeme gelmektedir. Zira itiraz üzerine verilen karar istinaf ve temyiz incelemesinde bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay’ı bağlamayacağından, kararın madde 289/1-d uyarınca, “Mahkemenin kanuna aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi” nedeniyle bozulma ihtimali söz konusu olacaktır. Bozma kararının yetkisizlik uyuşmazlığı çıkması ve bunun bölge adliye mahkemesince çözümlenmesine kıyasla yargılamayı çok daha fazla uzatacağı açıktır. 22 Yetkisizlik uyuşmazlığı çıktığında bölge adliye mahkemesinin uyuşmazlığı çözen kararının, istinaf ve temyiz kanun yollarında bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’ı bağlayacağı ve bu nedenle bozma kararı verilemeyeceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca yetkililik kararlarına itiraz edilemiyor olması, Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu tezinin ne denli yerinde olduğu konusunda soruş işareti oluşturmaktadır. Bütün bu hususların dışında, yine de, CMK madde 268/3-c hükmünün, madde yönünden yetkisizlik (görevsizlik) kararları bakımın22 Görevsizlik kararlarına itiraz edilebilmesinin yol açtığı zaman kaybı ile ilgili olarak bkz. Taşkın, s. 1042-1043.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1