Türkiye Barolar Birliği Dergisi 172.Sayı

115 TBB Dergisi 2024 (172) Yaprak ÖNTAN dan, iş yükünden kaçınma ihtimali olsa da mahkemelerin tarafsızlığını etkilemeyeceği ve Anayasa’ya aykırı olmadığı ileri sürülecekse de -ki Anayasa Mahkemesi de bu yönde karar vermiştir- mevcut düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olmaları ile uygulamada sorunlara yol açmalarını birbirinden tefrik ederek değerlendirmek gerekir. Yukarıda bahsedilen gerekçelerle ve aşağıda yer yönünden yetkisizlik kararlarına yapılan itirazın yarattığı sorunlara dair yapılacak olan açıklamalar ışığında, düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olmasa da yerinde olmadığı ifade edilmelidir. Nitekim esasında Anayasa Mahkemesi de kararında, “Anayasallık denetiminde kanun koyucunun kanun yolu yöntemi ve merciinin belirlenmesi hususundaki takdir yetkisi, ancak kamu yararı amacının var olup olmamasıyla sınırlı olarak incelenebilir. Başka bir ifadeyle düzenlemenin yerindeliğinin incelenmesi mümkün olmadığı gibi -itiraz konusu kural bakımından- benimsenen itiraz yönteminin isabet derecesi denetlenemez” demektedir. İlgili düzenlemeler Anayasa’ya aykırı bulunmamışsa da “yerinde ve isabetli” değildir.23 Tüm bu hususlara rağmen yine de sanık ve müdafilerin özellikle asliye ceza mahkemelerinin verdikleri madde yönünden yetkisizlik kararlarına itiraz etmek isteyecekleri göz önünde bulundurulduğunda, hiç olmazsa, bu mahkemelerinin madde yönünden yetkisizlik kararlarına itirazların aynı yer ağır ceza mahkemeleri dışındaki bir merci tarafından; örneğin en yakın ağır ceza mahkemesi tarafından incelenmesini olanaklı kılacak bir mekanizma öngörülmesi yerinde olacaktır. 23 Yetkisizlik kararına itiraz edilebilmesinin gereksiz ve isabetsiz olduğu şeklindeki aynı yöndeki görüş için bkz. Şahin/Göktürk, s. 233. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nin konuya ilişkin bir kararının, farklı bir neticeye varmakla beraber soruna işaret etmesi bakımından burada yer verilmesi anlamlı olan karşı oy gerekçesi şu şekildedir: “itiraza bakan mercinin, itirazı kabul etmesi halinde görev uyuşmazlığı ile ilgili bir karar verilmiş olacak ve görev uyuşmazlığı sonlanarak bu uyuşmazlığı itiraza bakan Ağır Ceza Mahkemesi çözmüş olacaktır. Fakat her ihtimalde verilen karşı görevsizlik kararı kesinleşeceğinden, bu durumda artık 5235 sayılı Kanun'un 33/1 maddesine göre Bölge Adliye Mahkemelerinin inceleyebileceği bir karar söz konusu olmayacak ve artık görev uyuşmazlığının olağanüstü kanun yoluyla yani Yargıtay’da çözülmesi gerekecektir. Böyle bir sonuç ise 5235 sayılı Kanun'un 37/2 maddesinde Ceza Dairelerinin görevleri arasında sayılan yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek görevinin uygulanamaması anlamına gelmektedir”. Kayseri BAM, 5. CD, 29.01.2020, E. 2020/217, K. 2020/120 (Erişim Tarihi: 22.06.2023 www.lexpera.com).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1