139 TBB Dergisi 2024 (172) Onur GÜRER rü ilişkisi oluşturur. Piyasalaştırmanın, düşük gelirli emekçilerin kamu hizmetine erişimini önemli boyutta azaltması,61 kamu hizmetinin dönüşüm sürecinin esas olumsuz özelliği olarak değerlendirilmelidir. 1973’te kapitalizmin ciddi bir kriz içerisine girmeye başlaması, sermayenin kârlılığını artırmak için yeni alanlar aramasına yol açmıştır. Büyük oranda yeni yatırım gerektirmeyen kamu kurumlarının ve işletmelerinin parçalanması ve kamu hizmetiyle ilişkili bina inşaatı, temizlik işlerinin görülmesi, okul-hastane kantini işletme gibi daha önceden devlet tarafından yürütülen faaliyetlerin özel sektöre devredilmesi, azalan kâr oranlarını artırmanın bir aracı olarak görülmüştür. Bunlar da sermaye sınıfı için yeterli olmamış; elektrik, gaz üretimi ve dağıtımı, demiryolları, havayolları gibi sektörlerde de geniş çaplı özelleştirmelere gidilmiştir. Bu adımların gerçekleşmesi sürece yayılmış ve bu konuda çeşitli reformların yapılması gerekmiştir. Bu amaçla piyasa mekanizması, Birleşik Krallık’ta kamu hizmeti reformunun temel bileşeni haline getirilmiştir.62 Kamu sektörünün ticarileştirilmesi, kamu sektörü ve özel sektör arasındaki sınırların bulanıklaştırılması ve piyasa ilişkilerinin baskın hâle getirilmesi, özelleştirmeye zemin hazırlama amacını da taşımaktaydı.63 Sermaye birikiminin istenilen seviyede olsüreç sırasında doğmuş olan biricik özgün değerdir; ürünün bu süreçte yaratılan biricik değer kısmıdır. Kuşkusuz bu yeni değerin ancak kapitalistin emek-gücünü satın almak için yatırdığı paranın yerine geçtiğini ve yaşaması için gerekli şeyleri satın almak için işçi tarafından harcandığını unutmuyoruz. Harcanan bu para yönünden yeni değer yalnızca bir yeniden-üretimdir, ama gerçekten bir yeniden üretimdir, yoksa üretim araçlarının değerlerinin söz konusu olduğu zamandaki gibi, görünüşte bir yeniden-üretim değildir. Bir değer yerine, bir başkasının geçmesi, burada, yeni bir değerin yaratılmasıyla gerçekleştirilmiştir. Daha önce olup bitenlerden, emek-sürecinin, üründe yalnızca emek-gücünün değerini karşılayacak eşdeğerin yeniden-üretilmesiyle ürüne katılması için gerekli zamanın ötesinde de devam edeceğini biliyoruz. Bu amacın karşılanması için altı saat yettiği halde, süreç on iki saat devam edebilir. Emek-gücünün etkinliği bu nedenle yalnızca kendi değerini yeniden üretmekle kalmaz, onun üzerinde ve ötesinde de üretimde bulunur. Bu artı-değer, ürünün değeriyle, bu ürünün oluşması için tüketilen öğelerin değeri arasındaki farktır; bir başka deyişle, üretim araçları ile emek-gücü arasındaki farktır”. Marx, Kapital C. II, s. 208. 61 Çal, s. 136. 62 Julian Le Grand, The Other Invisible Hand: Delivering Public Services Through Choice and Competition, Princeton University Press, New Jersey, 2007, s. 94-126. 63 Dexter Whitfield, Public Services or Corporate Welfare, Pluto Press, London, 2001, s. 110.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1