146 Birleşik Krallık’ta Kamu Hizmetinin Tarihsel Dönüşümü harcamasına ve yüksek verime yol açacağı savunulmasına rağmen, sonucun tam tersi yönde olduğu belirtilmektedir.102 Piyasaya açılmanın bir diğer unsuru yeni girişimciliğin temel kavramı olan Kamu-Özel Ortaklığı(KÖO) (Public-Private Partnership)103 olmuştur.104 Bu usul daha çok otoyollar ve hastane binaları gibi altyapı yatırımlarının yapılmasında kullanılmaktadır.105 KÖO; altyapı tesislerinin özel girişimci tarafından yapıldığı, idarenin bu altyapı için belirli süre kira ödediği, esas hizmet dışındaki parçaların özel hukuk kişisi tarafından yapıldığı bir ortaklık biçimidir ve doktrinde eksik imtiyaz usulü olarak tanımlanmaktadır.106 KÖO’nun bir alt türü olan Özel Finans Girişimi(ÖFG) (Private Finance Initiative); 1992 yılında Major Hükümeti tarafından, sermayenin okul, hastane, yol ve barınma gibi altyapı hizmetlerine yatırım yapmasının yeni bir aracı olarak tanıtılmış ve uygulamaya konulmuştur.107 Bu yatırımların %10-15’i risk taşıyan hisseli sermayeyle %85-90’ı ise banka kredileriyle finanse edilmekteydi.108 KÖO; hukuki farklılıklar taşımakla birlikte, özelleştirmenin düşük yoğunluklu/farklı bir biçimi olarak değerlendirilmekte,109 özel olarak ÖFG’nin ise bütünüyle özelleş102 Boyne, s. 697-698. 103 İmtiyaz ve müşterek emanet usullerinde idare ve özel sektör, yükümlülükler ve sorumluluklar barındıran bir tür ortaklık içerisine giriyorlardı. Fakat bu usuller idarenin üstünlüğüne dayandığı için, özellikle son yıllarda özel sektör tarafından tercih edilmiyordu. Kamu-özel ortaklıkları ise piyasadaki ortaklık ilişkilerine benzeyen ve iki tarafın eşit olduğu bir düzeni ifade etmektedir. 104 Harvey, Spaces of Capital, s. 352. 105 Peter Cane/Leighton McDonald/Kristen Rundle, Principles of Administrative Law, 3rd Ed., Oxford University Press, Melbourne, 2018, s. 26. 106 Karahanoğulları, “Kamu Hizmetleri Piyasa İlişkisinde Dördüncü Tip: Eksik İmtiyaz (Kamu-Özel Ortaklığı)”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, C. LXVI, S. 3, 2011, s. 181. 107 J. Edwin Kee/John Forrer, “Private Finance Initiative: The Theory Behind Practice”, International Journal of Public Administration, C. XXXI, S. 2, 2008, s. 153. 108 Doherty/Horne, s. 311. 109 Karasu, s. 108. KÖO ve özelleştirme arasındaki farkın iyi anlaşılabilmesi için uzun sayılabilecek bir alıntıya başvurmamız gerekiyor: “KÖO modelini, bir özelleştirme modeli olarak değerlendirmek mümkündür; ancak geleneksel haliyle özelleştirme modelinden bazı önemli noktalarda farklılaşmaktadır. Özelleştirmeler, kamusal mülkiyetteki üretim araçlarının, menkul ve gayrimenkul değerlerin, özel sermayeye kısmen ya da bütünüyle devredilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Özelleştirmelerin hem kamunun elindeki mülklerin miktarıyla hem de toplumsal tepkilerle yani meşruiyetle belirlenen sınırları vardır. İşte bu noktada KÖO mode-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1