Türkiye Barolar Birliği Dergisi 172.Sayı

231 TBB Dergisi 2024 (172) Ümit Vefa ÖZBAY Dünya tarihindeki en ünlü suikast9 gerçekleştiği sırada 18 yaşında olan Octavius, dayısı Caesar’ın öldürüldüğü haberini alır almaz eğitim gördüğü Apollonia’dan ayrılmış, İtalya’ya yelken açmıştı. Yurduna döndükten sonra Caesar’ın mirasçısı olmayı kabul etmiş ve Caesar’ın servetinin ve siyasi gücünün varisi olmuş ayrıca ismini taşımaya hak kazanarak Gaius Iulius Caesar olmuştur. Bu noktadan sonra neler başardığı ve ne şekilde Augustus ünvanını hak ettiği apayrı bir yazı konusu olur.10 Hukuka odaklanmak adına bu konuya girmiyoruz. Ancak Rüstow’un deyişiyle özetlersek; Augustus’un imkânsız olanı mümkün kıldığını, Octavius iken gücü ele geçirmek için olması gereken “fena insan” olabildiğini, Augustus olarak ise elde ettiği gücü devletinin yararına kullanabilmesi için olması gereken iyi insan olduğunu söyleyebiliriz.11 Gerçekten de önceleri, katledilen Caesar’ın evlatlığı ve öç alıcısı sıfatıyla tipik eli kanlı bir savaş beyi iken, bir princeps olarak sorumluluk sahibi, bilgelik ve merhamet örneği olarak tarih sahnesinde yer almıştır. Principatus dönemi başlangıcında Augustus bir edictum’unu şöyle bitirmiştir; “Devleti sağlam ve tamam olarak kendi temeli üzerine yerleştirmek ve bunun için gaye bildiğim mükâfatı almak bana nâsip ola: En iyi nizamın yaratıcısı diye anılmak ve öldüğümde, devletin, benim tarafımdan atılan temellerinin sarsılmadan yerinde kalacağı ümidini beraberimde götürebilmek12…” Bunu başaramadığını söyleyemeyiz. Octavius (ya da M.Ö. 27’de resmen tanındığı şekliyle Augustus13) MS 14’deki ölümüne kadar Roma siyasi yaşamına hükmederek tarihe geçmiştir. Bunu yaparken de Roma siyasetini, ordu yapısını adeta baştan yaratmış ve Roma kültürünün önemli ölçüde değişme9 Üzerinden 2000’den fazla yıl geçmesine rağmen hala üzerine konuşulduğu, tartışıldığı, film ve dizilerin çekildiği gerçeklerine dayanarak bu kanıya varılmıştır. 10 Bu konuda detaylı bilgi için Werner Eck’in “Augustus dönemi” ve Adrian Goldsworthy’nin “Augustus” isimli eserleri incelenebilir. 11 Alexander Rüstow, “Roma İhtilâli ve İmperator Augustus”, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası, C. 5, S. 1-4, s. 337. 12 Rüstow, s. 338. 13 Augustus kendisine ilk önce Romulus ismini almak istemişti. Böylece Roma’nın kurucusunun ismini taşıyacaktı. Ancak kısa süre içinde bu düşüncesinden vazgeçti, devlet kurmak için kardeşini öldüren birisinin ismini almak iyi bir fikir olmayabilirdi. Simon Baker, Eski Roma: Bir İmparatorluğun Yükselişi ve Çöküşü (Çev: Ekin Duru), Say Yayınları, İstanbul 2017, s. 165. İsmin kökeni “kutsal işaretler” anlamına gelen auguri kelimesinden gelmektedir. Özlem Söğütlü Erişgin, Roma Kamu Hukukuna Giriş, Seçkin Yayınları, Ankara 2017, s.177, Baker, s. 165.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1