Türkiye Barolar Birliği Dergisi 172.Sayı

238 Augustus Dönemine ve Augustus Kanunlarına Genel Bir Bakış olmayacaktır. Önceden açıklandığı gibi; Augustus ilk zamanlarda intikam peşinde koşan bir savaş beyidir ve gelecekte yapacağı reformları önceden tasarladığına dair hiçbir delil yoktur. Bu konudaki ilk deliller M.Ö. 30’lu yıllarda karşımıza çıkar. Augustus bu yıllar itibariyle devletin ve halkın –özellikle halkın- yapısına daha fazla ilgi göstermeye başlamıştır.51 Bir noktadan sonra Augustus devleti değiştirmek adına gıda ve su tedarikinden, yol sistemlerine; eyaletlerin idaresinden tapınakların durumlarına birçok konuya el atmış ve geleneksel yaklaşımlar ile yenilikçiliği birleştirerek ülkeyi bambaşka bir şekle sokmuştur. Hukuka dair Augustus’un neler yapmaya çalıştığını açıklamadan önce diğer önemli reformlarına kısaca göz atacağız. Augustus’un reformları özellikle sosyal, dini ve askeri alanlarda göze çarpar. İlk reformu açıkça senatus’u hedef almıştır. M.Ö. 28 yılında binin üzerinde olan senatör sayısını zaman içerisinde altı yüze kadar indirmiş ve bu altı yüz kişinin de önemli kısmını daha genç (ve tercihen kendisine yakın fikirlere sahip) kişilerle değiştirerek kapsamlı bir toplumsal dönüşüm hareketi başlatmıştır.52 Senatus dışında, iç savaşlar ile gücünü kaybetmiş olan orduyu güçlendirmek için çeşitli reformlara girişmiş; asker alımını ortadan kaldırarak yerine profesyonel askerlerden oluşan daimi bir ordu kurulmasını planlamış ve bu şekilde ordunun -kendisi tarafından- kontrolünü de pekiştirmiştir. Augustus’un yeniden şekillendirmek istediği bir konu da din konusu idi. Gençlerin tanrıları ihmal etmesinin sonucunun Roma’nın başına birçok felaket getireceği düşüncesini, kendisini destekleyen şair ve edebiyatçıların da desteğini alarak toplum içerisinde yaymaya çalıştı. Tapınakların onarılmasına da ciddi bütçe ayıran Augustus; krallarına tanrı gibi tapmayı alışkanlık haline getirmiş doğu halklarının da etkisiyle halkın gözünde tanrısal bir imparator haline geldi.53 Eyaletler bakımından da önemli bir reforma yaparak eyaletleri imparator eyaletleri ve senatus eyaletleri olmak üzere ikiye ayırdı. Bu ayrımın özünde; kendisi için sorun teşkil etmeyecek, barışçıl eyaletleri senatus’a bırakmak; güvenliği açısından risk taşıyabilecek eyaletlerde 51 Goldsworthy, s. 519 – 520. 52 Salmeri, s. 154; Kevser Taşdöner, Anadolu’da Roma Eyaletleri- Augustus Dönemi, Bilge Kültür Sanat, İstanbul 2017, s. 39. 53 Taşdöner, s 44.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1