257 TBB Dergisi 2024 (172) Ümit Vefa ÖZBAY Augustus’a ait olduğu kesin olmasa da Augustus’a atfedilen başka kanunlar da vardır. Örneğin; Lex Iulia Maiestatis isimli Roma halkına ihanet suçları ile ilgili düzenlemenin birçok kaynakta Augustus tarafından çıkartıldığı ifade edilmektedir134. Ancak doktrinde; bu konuda kanıtların çok yetersiz olduğu ve Augustus döneminde böyle bir kanunun varlığını savunanların ne tarihi ne de içeriği konusunda hemfikir olmadığına değinilerek, bu fikre karşı çıkılmıştır.135 Biz de Augustus döneminde çıktığı net olmayan bu gibi düzenlemelere çalışmamızda yer vermedik. SONUÇ Augustus, Roma devletinin kargaşalardan ve sürekli yaşanan iç savaşlardan yıprandığı, yaşananlardan bıkmış Roma halkının halkın çaresizce barış ve huzur istediği bir dönemde tarih sahnesine çıkmış ve Roma’nın başına geçerek 45 yıl136 hüküm sürmüştür. Vergilius gibi şairlerin eserlerinde kendisinden her zaman fazlasıyla olumlu bahsedilse de Augustus’un devletin kontrolünü ordusuyla sağlamış ve karışıklıkları en kanlı şekillerde bastırmış bir askeri diktatör137 idi. Gücü ele geçirmek 134 Umur, s 119; Berger, s. 554; Efrumiye Ertekin, “Roma Çağında Cilicia’dan Yolsuzluk Örnekleri”, OLBA C.16, 2008, s. 365. 135 Jean Allison/John Duncan Cloud, “The lex Julia Maiestatis” Latomus, 1962, C. 21, S. 4, 1962, s. 731; Barbara M. Levick, “Poena Legis Maiestatis”, Historia: Zeitschrift für Alte Geschichte, C. 28, S. 3, 1979, s. 361; Tilson, s. 15. 136 Augustus’un resmi olarak princeps olduğu tarih M.Ö. 27 olsa da Augustus’un gücü ele geçirdiği tarihi Actium savaşı (M.Ö. 31) sonunda elde ettiği zafer olarak değerlendirirsek bu süreye ulaşırız. Eck, s. 183. 137 Anakronizme yol açmamak adına burada kullanılan diktatör ifadesinin günümüzde kullanılan modern haliyle yer aldığını, negatif bir kavram olarak kişinin zalimlik ve baskı ile ilişkilendirilen yönünü vurgulamak için kullandığını belirtmekte yarar vardır. Söz konusu kavram Roma kökenli olsa da Eski Roma’da bu kavram farklı bir anlam taşırdı. Eski Roma döneminde dictator, Cumhuriyet döneminde öne çıkan bir magistralık makamı olarak gözümüze çarpar. Özellikle askeri zorunluluklar gerektirdiğinde (savaş, şehrin istilası vs) cumhuriyet döneminin iki consul’den oluşan yapısından vazgeçilerek yetkilerin tek bir kişide toplanması söz konusuydu. Bu durum tamamen yasaldı ve yetkilerin toplandığı kişi Roma’da dictator olarak anılmaktaydı. Söz konusu makam M.Ö. 202’de kaldırılmış, bu dönemden sonra dictator olarak anılanlar hukuki anlamda değil fiili anlamda dictator olmuşlardır. Söğütlü Erişgin, s. 62-64, Okandan, s. 38 – 39. Augustus Roma’daki kavram bakımından hukuki anlamda da fiili anlamda da dictator olmamış, bunun yerine principatus sisteminin doğmasını sağlamıştır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1